Vatan sevmenin sağı solu olmaz. Yüreği olur, o da varsa!
SİYASİLER BİR ARAYA GELMELİ.SAFLARI SIK TUTALIM.
MİLLETİMİZİN EL ELE OLMASIYLA HER TÜRLÜ SIKINTIYI ATLATIRIZ.
YAŞASIN TÜRK PARASI...
SİYASETÇİ USTA VE FARKINDA OLMALI.
Bu fıkrayı ben rahmetli Süleyman Demirel’den dinlemiştim. Darbe sonrası Evren yönetimi tarafından koyulan siyasi yasaklarına ilişkin referandumda yasaklar kalkınca rahmetli Demirel’in Ankara Güniz sokaktaki evinde anlatmıştı bu fıkrayı. Daha önce de lazım oldukça kullanmıştım. Fıkra duruma göre Başbakan, bakan ya da belediye başkanı veya il başkanına mal edilerek anlatılıyor. Ben bugün il başkanına uyarlayarak sizlerle paylaşayım diyorum.
Bir partinin il başkanını görevden almışlar yerine yenisi atanmış. Yenisi de uyanık hemen eskisinin yanına gitmiş ve “Başkanım benim akıbetimin sizin gibi olmaması için neler yapayım bana ne tavsiye edersiniz” demiş.
Eski başkan gayet sakin bir ses tonuyla yeni atanan il başkanına üç kapalı zarf vermiş ve demiş ki “bak bu zarfların üzerinde 1’den 3 e kadar numara var her başın sıkıştığında sırasıyla aç içinde yazanı yap “demiş.
Yeni başkan da sevinerek zarfları alıp makamına dönmüş. Aradan günler aylar geçmiş ve işler sarpa sarmaya başlamış. Bakmış ki içinden çıkamayacak hemen zarflar aklına gelmiş ve kasadan 1 numaralı zarfı çıkarıp açmış. Zarfın içindeki notta "basını suçla” yazıyormuş. Başkan hemen basını suçlamaya başlamış ve konferans ya da toplantılarda bu yönde konuşmalar yapmış. Konuşmalar etkisini göstermiş ve bir rahatlama hissetmiş başkan.
Aradan yine aylar geçmiş bu sefer sıkıntı daha da artmış ve dayanılmaz noktaya gelince başkan ikinci zarfı da açmış. Zarftaki notta “ çevreni suçla” yazılıymış. Başkan da hemen çevresini kötülemeye ve o güne kadar kendine destek olan herkese ağır cümlelerle hakaret etmeye başlamış ve hatta çoğunu da dışlamış.
Tıpkı eski başkanın dediği gibi uzunca bir süre ciddi rahatlama olmuş. Ama neden sonra yine sıkıntılar başlamış ve hatta öyle olmuş ki, hem basın hem de çevresi artık tamamen başkana karşı olmuş. Bu baskıya dayanamayan başkan kasadaki son zarfı da açmış ve içindeki pusulada yazılı olanı okumuş. Pusula aynen şu yazılıymış.
“Sen de aynı şekilde üç zarf hazırla ve bekle”
Bir partinin il başkanını görevden almışlar yerine yenisi atanmış. Yenisi de uyanık hemen eskisinin yanına gitmiş ve “Başkanım benim akıbetimin sizin gibi olmaması için neler yapayım bana ne tavsiye edersiniz” demiş.
Eski başkan gayet sakin bir ses tonuyla yeni atanan il başkanına üç kapalı zarf vermiş ve demiş ki “bak bu zarfların üzerinde 1’den 3 e kadar numara var her başın sıkıştığında sırasıyla aç içinde yazanı yap “demiş.
Yeni başkan da sevinerek zarfları alıp makamına dönmüş. Aradan günler aylar geçmiş ve işler sarpa sarmaya başlamış. Bakmış ki içinden çıkamayacak hemen zarflar aklına gelmiş ve kasadan 1 numaralı zarfı çıkarıp açmış. Zarfın içindeki notta "basını suçla” yazıyormuş. Başkan hemen basını suçlamaya başlamış ve konferans ya da toplantılarda bu yönde konuşmalar yapmış. Konuşmalar etkisini göstermiş ve bir rahatlama hissetmiş başkan.
Aradan yine aylar geçmiş bu sefer sıkıntı daha da artmış ve dayanılmaz noktaya gelince başkan ikinci zarfı da açmış. Zarftaki notta “ çevreni suçla” yazılıymış. Başkan da hemen çevresini kötülemeye ve o güne kadar kendine destek olan herkese ağır cümlelerle hakaret etmeye başlamış ve hatta çoğunu da dışlamış.
Tıpkı eski başkanın dediği gibi uzunca bir süre ciddi rahatlama olmuş. Ama neden sonra yine sıkıntılar başlamış ve hatta öyle olmuş ki, hem basın hem de çevresi artık tamamen başkana karşı olmuş. Bu baskıya dayanamayan başkan kasadaki son zarfı da açmış ve içindeki pusulada yazılı olanı okumuş. Pusula aynen şu yazılıymış.
“Sen de aynı şekilde üç zarf hazırla ve bekle”
Kılıçla alınan vatan, para ile satılmaz. ll. Abdülhamid
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder