12 Ocak 2017 Perşembe

Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal TBMM'de anayasa teklifinin görüşmelerinde meydana gelen kürsü işgalinin, demokrasiye yakışmayan bir görüntü olduğunu söyledi.

Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal TBMM'de anayasa teklifinin görüşmelerinde meydana gelen kürsü işgalinin, demokrasiye yakışmayan bir görüntü olduğunu söyledi.

Milletvekilleri arasındaki huzursuzluğun toplumsal barışı tehlikeye sokacağını belirten İl Başkanı İsmet Özbakkal, "Her türlü sözü söyleyebilirsiniz, her türlü eleştiriyi ortaya koyabilirsiniz ama demokrasinin hak etmediği bir tek şey vardır, şiddet. Şiddet kabul edilemez ve demokrasiye hiçbir şekilde yakışmayacak bir davranış biçimidir. İnsanları tahrik etmek, insanları şiddete sevk etmek TBMM'nin çatısı altında kabul edilemez bir durumdur. Elbette Anayasa değişiklik talepleri ile ilgili eleştirilerde bulunabilirsiniz. Ancak "kürsü işgal etmek, biz buradan çıkmayız" demek, demokrasiye, hukuk devletine ve içinde bulunulan TBMM'nin çatısına yapılabilecek en büyük yanlıştır." dedi.

TBMM tarihinde böylesi olayların yaşanmadığını kaydeden İl Başkanı İsmet Özbakkal, "Kimin hukuk devleti adalet ahlâkı ve hukuk normları üzerinden adım atmaya çalıştığı, kimin şiddete sığınarak bu ülkede; Millet, devletin ve demokratik siyasi hayatın; Daha açık bir anlamda milletin yarınlarını karartmaya çalıştığı net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu ne milletimiz, ne ülkemiz ve ne de 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' lâfzıyla kendini ifade eden TBMM'ye yakışır bir durum değildir. Dolayısıyla bu şiddet ve pervasızca kürsü işgali Demokrasiye yakışmadı." ifadelerini kullandı. 

5 Ocak 2017 Perşembe

“Siz vurdukça dirilen bir milletiz” Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal;

“Siz vurdukça dirilen bir milletiz” Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal; "Terörün en çirkin haline şahit olduk. Şehitlerimize rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun. Kanları yerde kalmayacak. Siz vurdukça dirilen bir milletiz biz. Kandil gecesi vuslata ereriz biz. Evliyalara, Enbiyalara dostuz biz. Hainlerin alçakça sonunu daha görmediniz siz. Böyle bir mübarek günde Türk milletine acıları yaşatanları nefretle kınıyorum."

KAYSERİ GÜNDEMhttp://www.kayserigundem.com/gundem/terore-lanet-yagdi-h21211.html

3 Ocak 2017 Salı

DEMOKRAT PARTİNİN 71.kuruluş yılı kutlu olsun.Kayseri il başkanı İsmet Özbakkal.

DEMOKRAT PARTİYİ KURANLARI SEVGİ SAYGIYLA VE RAHMETLE ANIYORUZ.

Demokrat Parti, 7 Ocak 1946'da kurulan, kurulduğu yıl yapılan seçimlerde azınlıkta kalıp, dört yıl sonra yapılan seçimlerde (14 Mayıs 1950'de) 27 yıllık tek parti dönemini sona erdiren, Türkiye Cumhuriyeti'nde çok partili seçimle iktidarı kazanan ikinci Türk siyasi partisidir. Sırasıyla 19501954 ve 1957 seçimlerini kazanmış ve on yıl boyunca (1950-1960) iktidar olmuştur. Demokrat Parti27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi ile iktidardan düşürülmüş ve 29 Eylül 1960'ta kapatılmıştır. Demokrat Partinin kısa adı "DP"dir.

Demokrat Parti'nin kuruluşu[değiştir | kaynağı değiştir]

1929 bunalımı ve II. Dünya Savaşı arası geçen yıllarda, dünyada Faşizm ve otoriter yönetimler güçlenmekteydi. 1924 ve 1930'da iki defa çok partili demokratik yaşama geçmeyi deneyen Türkiye, bunda başarısız olunca, özellikle 1930'dan sonra iktidarı elinde bulunduran Cumhuriyet Halk Partisi devlet ile özdeşleşmeye başladı.[1] Parti ilkeleri (1937), anayasaya girince de bu süreç doruk noktaya ulaştı. CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Atatürk 1938'de hayatını kaybedince yerine seçilen İsmet İnönü, II. Dünya Savaşı başlayınca (1939), eski devrin küskünlerini de etrafında toplayarak ülkede, savaş günlerinin yıkıcılığı sırasında bir çokbaşlılığın oluşmasına engel oldu. İnönü'nün bunda başarılı olduğunu söylemek yanlış olmaz.[2]
Savaşın özellikle ekonomiyi kötü yönde etkilemesi, büyük kentlerde karaborsacılığın ortaya çıkması, sermayenin belirli ellerde toplanmasını kolaylaştırdı ve bu, bir Kent Burjuvazisi oluşturdu. Kırsalda, genç nüfusun silah altına alınması küçük ve orta büyüklükteki çiftçinin üretimini düşürdü. Büyük toprak sahipleri arzı kendileri kontrol etmeye başladı. Artan talep karşısında arzdaki daralma enflasyonu ve hayat pahalılığını arttırdı. İktidarın önlem olarak düşündüğü çözümlerden ilki Varlık Vergisi oldu. Devlet tarafından salınan ağır vergileri ödeyemeyen bütün işadamları Aşkale'ye gönderilerek orada taş kırmak gibi işlerde amele olarak kullanıldı. Keyfi uygulamalara sebep olan bu vergi kent burjuvazisini iktidara cephe almaya itti. Diğer önlem ise Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu idi. Bu kanunla büyük toprak sahiplerinin toprakları bölünerek, küçük çiftçiye destek sağlamak hedefleniyordu. Ancak bu, devletin Türkiye'deki bütün arazilerin zaten %70'ten fazlasına sahip olduğunu bilen toprak sahiplerini muhalefet saflarına kanalize etti. İsmet İnönü'nün devletçilik uygulamaları sonucu oluşan ekonomik darboğaz zaten toplumu da aynı yöne iletmiş durumdaydı.[3]
II. Dünya Savaşı 1945 de demokrasilerin zaferi ile son bulduğunda Türkiye bu durumda idi. Aynı zamanda savaşın sonlarına doğru ülkede özellikle basın ve aydın çevrelerde, demokrasi arzusu artık yüksek sesle dillendirilir olmuştu. Bir yandan da 2. Dünya Savaşının galiplerinden olan Sovyetler Birliği'nin lideri Stalin, Türkiye'den KarsArdahan ve Artvin'i istiyordu. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne karşı Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık'a yaklaşan Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 19 Mayıs 1945 günü yaptığı konuşmada bu arzuya yeşil ışık yaktı. Zaten TBMM içinde muhalefet, 1945 bütçe görüşmelerinde su yüzüne çıkmıştı. Mustafa Kemal Atatürk'ün son başbakanı Celâl BayarAdnan MenderesFeridun Fikri DüşünselYusuf Hikmet BayurEmin Sazak bütçeye red oyu verdiler. Asıl kırılma Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu görüşülürken ortaya çıktı. Tasarının 17. ve 21. maddeleri tartışılırken Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Emin Sazak sert eleştiriler dile getirdiler. Bu yasanın görüşüldüğü günlerde Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan, CHP Grubu'na Dörtlü Takrir adlı bir önerge verdiler. Önerge ülke ve parti yönetiminde özgürlükçü bir anlayış içeren düzenlemeler yapılmasını öngörüyordu. Ancak Dörtlü Takrir reddedildi (12 Haziran 1945). Bunun üzerine, Menderes ve Köprülü o günkü Vatan Gazetesi'nde Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına karşı o güne değin örneğine rastlanmayan sertlikte yazılar yazmaya başladılar. Sonuç olarak Menderes, Koraltan ve Köprülü partiden ihraç edildiler (Eylül 1945). Aynı gruptan olan Celâl Bayar ise önce milletvekilliğinden sonra da CHP'den istifa ettti. Celâl Bayar, 1 Aralık 1945'te parti kuracaklarını açıkladı. İnönü tarafından Çankaya Köşkü'ne çağrılan Bayar, cumhurbaşkanından gerekli desteği aldıktan sonra [4] 7 Ocak 1946 günü Demokrat Parti (DP) kuruldu.

Muhalefet Dönemi (1946-1950)

İktidar Dönemi (1950-1960)