29 Haziran 2016 Çarşamba

ŞEHR-İ MÜBAREK RAMAZAN; KADR SURESİ VE KADİR GECESİ - İsmail Hakkı AMASYALI, 19. Dönem Kocaeli Milletvekili + DP Kayseri İl Başkanı İsmet ÖZBAKKAL'ın "milletimize" taziye mesajı.

KADİR SURESİ

İsmail Hakkı AMASYALI
İsmail Hakkı AMASYALI
19 Dönem Kocaeli Milletvekili
19. Dönem Kocaeli Milletvekili
Kur’an da 97. Sure olarak 5 ayetten nazil olmuştur, “Şüphesiz biz Kur’an-ı Levh-i mahfuzdan yeryüzüne KADİR GECESİ indirdik. Kadir Gecesinin ne demek olduğunu bilir misiniz? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı ve değerlidir. O gecede milyonlarca melek ve başlarında Hz. Cebrail olduğu halde Rab’lerinin izniyle her türlü iş için semadan yere inerler. O gece tan yerinin ağarmasına kadar selamettir”. Kur’an-ı Kerimde 600. sayfada 97. Sure olarak gönderilmiş KADİR SURESİNİN mealini verdikten sonra bu sure ile alakalı Hz. Peygamberin ve müçtehitlerin mutabık kaldıkları tefsir ve yorumlarına yer vererek Kadir gecesinin ehemmiyetine dikkat çekmek istiyorum.
“ŞÜPHESİZ BİZ KUR’AN-I KADİR GECESİNDE (Levhi mahfuzdan yeryüzüne) İNDİRDİK”. 
Kısa ve öz Kur’an dört bölümden ibarettir. Birincisi (itikat) İMAN konularından bahseder, ikincisi İslam’ın şartlarından olan İBADET bölümü, üçüncüsü insanların birbirine karşı olan beşeri münasebetleri anlatan MUAMELAT kısmıdır. Dördüncüsü UKUBAT bölümüdür, hukuka tecavüz edenleri cezalandırmaktan bahseder. Kur ’anın hukuk kısmı olan UKUBAT bölümüne Fetva makamı (Müftü, Hoca) giremez.
Kur’an İMAN, İBADET, MUAMELET bölümleri ile ilgili Fetva verme yetkisini MÜFTÜ VE HOCALARA vermiş. UKUBAT (Hukuk, Fıkıh) kısmını ise Hakim ve Savcıların sorumluluğuna tevdi edilmiştir. Bir önceki yazımda da ifade etmiştim. Ehli Sünnet Vel Cemaat İmamı Ebu Hanife Hazretleri Kur‘anın hukuk kısmını üstlenemediği, kadılık makamını ret ettiği için cezalandırılmış ve cezaevinde irtihal etmiştir. Kadir Gecesi’nde Kur ‘anın hadimi olan Hakim ve Savcıların mesuliyeti, müdrik olmadan verdikleri KANUNSUZ, USULSÜZ kararları BİAD denizine batmış olan, Kur’an ve sünnetin tahripçileri, dinin yağmacısı müftü ve hocaların nasıl bir muamele ile karşılaşacaklarını yazımın son bölümünde anlatacağım. Kadir Suresinin 2. Ayetinde “Kadir Gecesinin ne demek olduğunu bilir misiniz?” devamı 3. Ayetinde, “Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı ve daha değerlidir” deniyor. İsa Aleyhiselam ömrünü oruçla geçirmiş, tek bir iftarla ertesi güne niyet ederek sahur yemeği yemeden oruç tutmuş bir Peygamber.
Bir gün cuşa gelmiş, Allah’a (CC)’a sormuş “Rabbim yeryüzünde benden daha muteber bir kulun var mı, ahir zamanda zuhur edecek mi?” Allah (CC) cevap verir “Var ya İsa ahir zaman Nebisi Muhammed (SA) teşrif ettiğinde onun ümmetine farz kıldığım bir ay oruç içerisinde öyle bir gece tayin edeceğim ki o gün tutulan oruç SENİN BİR ÖMÜR TUTTUĞUN oruçtan daha hayırlı olacaktır” buyurduğunda İsa Aleyhiselam “Allah’ım ömrümün bir bölümünü ref et, sonra beni yeniden dünyaya gönder ki Hz. Muhammed (SA) ümmeti arasında bulunayım, o mübarek Kadir Gecesinden bende istifade edeyim” dediğinde Allah (CC) Hazreti İsa’nın (AS) bu duasını kabul eder. Rivayet edilir ki ahiret zamanında önce İsa (AS) 40 gün yeryüzüne gelecek, Muhammed (SA) ümmeti arasında bir Kadir gecesini ihya edecektir. Kadir Suresi 4. Ayette, “O gecede milyonlarca melekler ve başlarında Hz. Cebrail olduğu halde rablerinin izni ile her türlü iş için (semadan yere) inerler” denirken bu surenin Bakara Suresi 30. ayeti ile doğrudan alakası vardır, bakın Allah (CC) ne diyor “Ey Habibim Ahmet Resulüm Ya Muhammed hani bir vakitler rabbin meleklere:
BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE (insan) YARATACAĞIM” buyurmuştur. Melekler “ORADA FESAT ÇIKARACAK KAN DÖKECEK BİRİSİNİ Mİ YARATACAKSIN SENİN NEYE İHTİYACIN VAR?” dediklerinde Allah (CC) “BEN SİZİN BİLEMEYECEKLERİNİZİ BİLİRİM” buyurmuştur. 
Allah’ın halife olarak vasıflandırdığı insanların Kadir Gecesindeki halini görmek müşahade etmek üzere milyonlarca melek ve ruhlar yeryüzüne inmek için Allah’tan ruhsat isterler. Yeryüzü bugün olduğu gibi dünde aynı idi. Hz. Peygamberden sonra fetva makamında olan müftü ve hocaların bilgileri yüzeysel olup İslam’ı bozuk düşüncelere karşı savunacak güçte değildirler. Yetkilerini kendilerine makam, şöhret ve servet toplamak için kullandıklarından karşı çıkanları FASIK, KAFİR olarak itham ettiler. Hakim ve Savcılar, Kur’anın UKUBAT bölümünü dikkate almayarak HUKUKA TECAVÜZ EDENLERİ cezalandırmak yerine rüşvet, irtikap peşinde koşarak beraat ettirdiklerinden mümin ile münafık, hırsız ile dürüst KADİR GECESİNDE bir arada bulundular. Bu hal Gayretullah’a dokundu. Allah yeryüzüne inen milyonlara, melek ve ruhlara münafıkları insan suretinde değil çeşitli mahluklar olarak izletti ve gösterdi. Kadir Gecesi Huzuru İlahiye’ye çıkan melekler Bakara Suresi 30. ayeti hatırlayarak Allah’a, “Rabbimiz ne muhteşem bir gece idi. Halife olarak gönderdiklerini sana ibadet halinde gördük. Biz size insan yaratma onlar sana isyan eder kan dökerler demiştik, Siz Ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim buyurmuştunuz. Sarayları, muhteşem malikaneleri kuran insanlar oralara hayvanatı, çeşitli mahlukları yerleştirmiş kendileri bodrum katlarında ibadet halindeler”. İmam-ı Rabbani ismi ile meşhur Ahmet Farukı Serhendi, miladi 1563 yılında Hindistan’da yaşamıştır.
Din alimleri fıkıh (Hukuk), kelam ve tefsir sahasındaki bilgileri nedeni ile ikinci bin yılın yenileyicisi unvanını vermişlerdir. Dini, Hukuku kendi keyfine göre anlayan ve uygulayan, 50 yıl Hindistan’ı yöneten EKBER ŞAH’a yazdığı cesur uyarı mektupları ile ünlü kitabı MEKTUBATI’nda bakın ne diyor “Bir Kadir Gecesi idi, derin bir düşünceye daldım. müftü ve hocalar, hakim ve kadılar bidat denizine batmışlar. Yanlış işlerin failleri bidatın vaz edicileri Kur’anın, Sünnetin fıkıh (hukuk) tahripçileri olmuşlar. Hiç kimsenin saray ulemasına karşı konuşmaya cesareti kalmamış. Alimlerin çoğu saraya biadda yöneltmekte Allah’sızların, kanunsuzlukların doğru olduğunu ispatlamaya çalışmaktadırlar. Bugün Mübarek Kadir Gecesi, ADALET TİYATROSUNUN oyunlarına biraz ara verdim ancak yazmaya devam edeceğim.
KADİR GECENİZİ VE BAYRAMINIZI TEBRİK EDERİM.
İSMAİL AMASYALI
***
ALÇAKLAR KAHROLSUN; 
ŞEHİTLERİMİZE ALLAH RAHMET EYLESİN
Sayın Başkanımız (Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı) İsmet ÖZBAKKAL, "Atatürk Hava Limanında meydana gelen hain saldırı, kanlı katliam, alçakça vandallık ve kalleş kalkışmada hayatını kaybeden 42 masum, korumasız ve savunmasız vatandaşımıza Allah'dan rahmet ve sayıları (30 Haziran Perşembe günü itibarıyla) 247'yi bulan yaralılara acil şifalar diledi."  
Demokrat Parti Kayseri İl Yönetim Kurulu Başkan İSMET ÖZBAKKAL açıklamasında: "Allah, Vatanımızı ve Milletimizi ihanet şebekelerinin; Dahili bedhahlar ve dış düşmanların şerrinden korusun. Milli birlik ve beraberliğimizi daima muhafaza etsin; Hain ve zalim iç ve dış düşmanlara "menfur planlarını gerçekleştirme konusunda" fırsat vermesin. Bilvesile: Başta sevgili ve değerli DEMOKRAT PARTİ camiası olmak üzere; Aziz Milletimiz, Muhterem Halkımız, bütün Türk, İslâm ve insanlık Âleminin KADİR GECESİNİ kutlar; Bu mübarek gecenin inşallah Adalet, esenlik ve barışa vesile olmasını dua, temenni ve niyaz ederim" dedi.  

28 Haziran 2016 Salı

ÖZEL HABER ::: "Türkiye ile İsrail arasında sağlanan anlaşmanın ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, bir açıklama yaptı.."

“ERDOĞAN LİDERLİĞİNDEKİ HÜKÜMET DIŞ POLİTİKADA BÜYÜK BİR YALNIZLIK VE ÇARESİZLİKLE DOST ARAYIŞINA GİRİŞMİŞ VE İSRAİL’E SARILMIŞ”
“ABD İLE GERİLEN İLİŞKİLER DE İSRAİL ÜZERİNDEN TAMİR EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
(DP Basın Merkezi – 28 Haziran 2016) Türkiye ile İsrail arasında sağlanan anlaşmanın ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, bir açıklama yaptı. Uysal, dış politikada büyük çıkmazdaki AKP’nin İsrail’e sarıldığını ifade etti.
ABD ile gerilen ilişkilerin de İsrail üzerinden tamir edilmeye çalışıldığını söyleyen Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İsrail ile varılan anlaşmanın maddeleri hakkında şu görüşlerini dile getirdi:
“Devletlerarası ilişkileri düzeltmek önemlidir ama daha önemlisi, ilişkileri bozmamaktır. Peygamber Efendimiz dönemindeki müşriklerin helvadan yaptıkları putları daha sonra yemesi gibi; önce put yapıp sonra şeytanlaştırıyoruz, sonra da dost ve müttefik olmaya çalışıyoruz.
2009 yılında Davos’ta “one minute” diyerek sözde ara verilen ilişkiler, bu anlaşma ile “go on” moduna alınmıştır. Erdoğan liderliğindeki hükümet dış politikada büyük bir yalnızlık ve çaresizlikle dost arayışına girişmiş ve İsrail’e sarılmış, hamasi bir dış politikadan ilkesiz, ölçüsüz dış politikaya geçişin kapısı aralanmıştır.
Akıl dışı ve hamasi bir dış politika tercihinin bedelini 3 milyon mülteci, yüzlerce şehit, yıkılan iller, ilçeler, başta turizm olmak üzere kriz yaşayan sektörlerle birlikte ekonomide Türk Milleti ağır bedel ödedi.
“ABLUKA TANINMIŞTIR”
Dış politikada adeta düşman mıknatısı haline gelen AKP hükümeti; Suriye meselesinden başlayarak müttefik kaybetmiştir. Suriye sınırında 5 yıllık yanlışları telafi etmek isterken ABD ile gerilen ilişkiler de İsrail üzerinden tamir edilmeye çalışılmaktadır.
Anlaşma kapsamında devlet için bir kazanım varsa bu, yalnızca İsrail lehinedir. Bir diğer kazanım, muhtemel bir erken seçim için “Pravda” medyası aracılığıyla anlaşmayı manipüle edip iç politik malzemeye erişecek olan AKP hükümetinindir.
Anlaşmanın ayrıntısına bakıldığında aslında ablukanın delinmediği görülüyor. İsrail hali hazırda Gazze’ye gelen yardımları denetlemekte ve çekince koyduğu ürünlerin dışındaki girişe izin vermektedir. Anlaşmaya göre Türkiye; yardımları doğrudan Gazze’ye değil, İsrail’in Aşdod Limanı’na gönderecek. İsrail şu an yaptığı gibi geleni değil, uygun gördüğünü Gazze’ye iletecektir.
Gazze’ye uygulanan abluka, uluslararası camiada tanınmıyorken, Türkiye’nin boyun eğdiği şekli ile resmen bir ülke tarafından tanınmış olacaktır.
Bu açıdan bakıldığında İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka kalkmamış, aksine sağlamlaşmıştır.
 “ANLAŞMA MI, TESLİM Mİ?”
İsrail zaten iki sene evvel, 2010 yılından Mavi Marmara baskınında öldürülen 10 vatandaşımız için 20 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmiş ancak kendi uygun gördüğü yöntemle ödeyeceğini belirtmiştir. İsrail’in bir yardım kuruluşu vasıtası ile bu tazminatı ödeyeceğine dair konuşulanlar düşündürücüdür. Zira tazminat bu yöntem kullanılarak ödenirse anlaşmanın mahiyeti daha da tartışmalı bir hal alacak, “anlaşma mı, teslim mi?” sorusu sorulacaktır.
AKP, başta Mavi Marmara gemisinde şehit olan, yaralanan insanların hukukunu, uluslararası sözleşmeye bağlayıp; İsrail’i uluslararası alanda yargı zırhına bürümektedir.
İsrail, ödediği tazminatı tanzim edecektir
İktidarın imzası ile İsrail, doğalgazını en maliyetsiz biçimde Avrupa’ya satabilecektir. Türkiye, hükümetin sayesinde boru hattı görevi görmeye başlayacaktır. Bu şekilde İsrail 20 verirken sırtımızdan 200’ler, 2000’ler kazanacaktır.
 “İNŞAAT YA RESULULLAH” DEMEYE DEVAM
Anlaşma ile ilgili konuşan Başbakan Yıldırım, maddeler içinde TOKİ aracılığıyla Gazze’de bir konut projesi gerçekleşeceğini belirtmiş.
2014 Eylül’ünde Filistin hükümeti ile İsrail hükümeti arasında BM önderliğinde ‘Gazze’nin Yeniden İnşası Mekanizması’ (The Gaza Reconstruction Mechanism-GRM) adında geçici bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma ile Gazze’nin yeniden inşası için zemin hazırlanmıştır. Ancak AKP hükümeti “Amerika’yı yeniden keşfetme” gayretine girişmiş, bu inşaa adeta sayelerinde olacakmış gibi bir havaya girmiştir. Böylece AKP İktidarı, var olanı yeniden inşa etmek ve pazarlamak konusunda uzman olduğunu bir kez daha gösterecektir.
Türkiye, 2010 yılında yaşanan Mavi Marmara saldırısının ardından İsrail'in NATO ile ilişkilerini sürekli veto etmiş, Akdeniz'deki NATO tatbikatlarına katılmasını önlemiş ve her türlü askeri işbirliğini sona erdirmiştir. “Gizli görüşmeler”in başlaması ardından 2012'de vetosunu kısmen geri çeken hükümet, İsrail'in OECD'ye girişinde veto hakkını da kullanmamıştır. AKP bu hali ile Mayıs ayında İsrail’in NATO bünyesinde ofis açmasına müsaade eden hükümet kartlarının hepsini açmış, tavizlerle açığı kapatmaya çalışmıştır.
2010 yılında Mavi Marmara baskını sonrası kürsü kürsü, seçimlerde meydan meydan bir takım el işaretleri ve hamasi söylemlerle İsrail’e kafa tutan AKP; seçim zamanı İsrail düşmanı, seçim sonrası İsrail dostu olmuştur. Dahası bir taraftan “kahrolsun” İsrail diye bağıran iktidar 2010’da 10 vatandaşımızın ölümüne neden olan hadiseden sonra İsrail ile olan dış ticaret hacminin büyümesini “nasıl” görmemiştir? Dahası bu hacmin büyümesinde kendilerinin katkısı ne boyuttadır?
 “AKP KURTLA YEMİŞ, KUZUYLA AĞLAMIŞTIR”
AKP’nin bütün bu yanlış, tutarsız, ilkesiz, ölçüsüz gelgitlere ve şerhlerimize rağmen bu teşebbüsler Türkiye’nin dış politikadan başlayarak bir idrak tazeleme ile akılla kendisine yeni bir sağduyulu rota çizilmesine vesile olmasını diliyorum. Umarım AKP, İsrail ile ilişkilerde ölçüsüz, kontrolsüz bir düşmanlık anlayışına ölçüsüz, kontrolsüz dostluk, müttefiklik anlayışına savrulmaz.”

26 Haziran 2016 Pazar

DEMOKRAT PARTİ KAYSERİ İL BAŞKANI İSMET ÖZBAKKAL: - "YETER TERÖR BİTMELİ"

DEMOKRAT PARTİ KAYSERİ İL BAŞKANI İSMET ÖZBAKKAL:

26 Haziran 2016 Pazar, 13:01
DEMOKRAT PARTİ KAYSERİ İL BAŞKANI İSMET ÖZBAKKAL:
- "YETER TERÖR BİTMELİ"

KAYSERİ (İHA) - Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal, terörle mücadele sırasında verilen son şehitler sonrasında yaptığı açıklamasında, "Yeter terör bitmeli" dedi.
Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet Özbakkal, Güneydoğuda olan olaylar bitmeli. Ağır bedeller ödeyen milletimiz adeta matem içerisinde" ifadesinde bulundu. "Milletimiz elinden gelen dua ve itikatla yarın şehit gelmesin diye ümitle beklerken peş peşe gelen şehitler. Aynı günde bir kaç olay patlama olurken artık söz bitti" diyen İsmet Özbakkal, "Bu mübarek ramazan bayramı ve kadir gecesi hürmetine Allah'tan dualarımızın kabulünü istiyoruz. Vatan sevgisi imandan gelir diyoruz. Tekbirlerle şehitlerimizi yolcu ediyoruz. Herkesi güvenliğimiz için silkinmeye davet ediyorum. Artık milli birlik içerisinde nefesimizle bu teröristleri boğmalıyız. Güvenlik güçlerimiz güney doğu için özel güçler kurmalı" diyerek açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
"Profesyonel terör uzmanları donanımlı teçhizatla mücadele etmeli. Terörün lojistik desteği mutlaka kesilmeli. Yardım edenler en ağır cezaya çarptırılmalı. Utanıyorum Şehidim, Utanıyorum, Yemekten, İçmekten,Senin Annen ağlarken, Gülmekten Utanıyorum! Sanma ki; Unutuyor, Unutturuyoruz. Unutanları barındırmaktan utanıyorum. SEN; vatan için bizim için şehit olurken, Seni Görmezden Gelenlerden Utanıyorum.Ya Rabbi! Şu anda huzurunda büyük bir ümitle sana el açan, vatanına, milletine hizmet için, vatanına kurban olsun diye eline kına yakılan yiğitlerin, mehmetciklerin, annelerin, babaların, kardeşlerin, eşlerin, çocukların, akrabaların, komşuların yapmış oldukları duaları kabul eyle, kalplerindeki güzel ve halis istekleri Sen makbul eyle.
Hep birlikte, büyük bir coşkuyla askere uğurladığımız evlatlarımızı, vatanına, milletine bağlı olarak yetişmelerini ve sağ salim olarak yurtlarına dönmelerini nasip eyle...
Askerlerimizin istikballerini parlak, kıyamet gününde yüzlerini ak eyle Ya Rabbi! Halk içinde imanlarıyla itibarlı, millet ve memleketimize faydalı olmalarını müyesser eyle Ya Rabbi!
Ey Rabbimiz! Dinimizi, Kur'an'ımızı, ırzımızı, namusumuzu, iffetimizi, şerefimizi, ordumuzu, yurdumuzu muhafaza eyle. Memleketimize göz diken düşmanlara ve memleketin kötülüğüne çalışanlara fırsat verme Ya Rabbi!
Dinimize yardım edenleri iki cihanda aziz eyle, her türlü hizmetlerinde muvaffak eyle Ya Rabbi! Senin yolundan, Kur'an yolundan, İslam'ın yolundan bizleri ayırma Ya Rabbi!
Bu aziz vatanı korumak, İslam'ın sancağını dalgalandırmak için cepheden cepheye koşan ve bu uğurda canını feda eden bütün şehitlerimizin ruhunu şad eyle Ya Rabbi!...
Bugün burada, canı, gözü gibi büyüttüğü fidan gibi delikanlıları, genç yiğitleri yetiştiren ve gururla, iftiharla, dualarla başı dik, alnı açık, gururla, göğsünü gere gere askere uğurlayan annelerin, babaların, emeği geçenlerin kalplerinden geçen duaları da kabul eyle."

16 Haziran 2016 Perşembe

DEMOKRAT PARTİ KAYSERİ İL BAŞKANI İSMET ÖZBAKKAL.CUMHURBAŞKANIM, BAŞBAKANIM, GENEL BAŞKANIM EBEDIYYETE INTIKALINİZİN 1. YILINDA SİZİ RAHMET MINNET VE DUALARLA ANIYORUZ. MEKANINIZ CENNET OLSUN.

DEMİREL VEFATININ 1. YILINDA ÇALÇA TEPE'DE ANILACAK

17 Haziran 2015 Yılında İlerlemiş yaşı nedeniyle Solunum yetmezliğine bağlı olarak Ankara'da 91 Yaşında hayatını kaybeden Süleyman Demirel, sevenleri tarafından vefatının 1. yılında İslamköyde bulunan kabrinde anılacak.

9 Haziran 2016 Perşembe

YUVADAN AYRILAN DEMOKRAT PARTİLİLERE SESLENİŞ: "BABA OCAĞINA ÇAĞRI"

DP’DEN ESKİ PARTİLİLERE GERİ DÖNÜŞ ÇAĞRISI
(09 HAZİRAN 2016 // KAYSERİ & IHA)
Demokrat Parti İl Başkanı İsmet Özbakkal, Türkiye’nin kurtuluşunun eski Demokrat Partililerin tekrar partilerine dönmesi ve ülke için çalışmasına bağlı olduğunu söyledi.
Halihazırda ülkenin hem iç hem de dış sorunlardan dolayı dar boğazda olduğunu ileri süren Demokrat Parti İl Başkanı İsmet Özbakkal, eski Demokrat Partililere geri dönüş çağrısında bulundu. Ülkenin kurtuluşunun Demokrat Parti zihniyetinde olduğunu savunan İl Başkanı İsmet Özbakkal, “Tüm demokrat sevdalılarına çağrı yapıyoruz, yuvanıza dönün. Güçlü Türkiye için müşterek gayemizde birleşelim.” dedi.
İl Başkanı İsmet Özbakkal açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan hadiseler, herkesin gözü önünde cereyan etmektedir. İslam dünyasının bütün başkentlerinde kan ve gözyaşının aktığını da hepimiz izlemek mecburiyetinde kalıyoruz. Bu gerçek ortadayken sadece kendi insanına değil, bütün bu coğrafyaya aklıselimi, makulü, demokrasi ve adalet temelinde bahşedebilecek yegane ülkenin de Türkiye olduğunu, aziz milletimiz olduğunu da biliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş bu millet. Yine kendi mukadderatını iradesi doğrultusunda belirleyecektir. Bizim mücadelemiz Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yeni bir siyasi akılla milletimizi buluşturabilmek adına verilen bir mücadeledir.”
***
BASIN BÜLTENİ'NİN ORİJİNAL VE TAM METNİ:
DEMOKRAT PARTİ KAYSERİ İL BAŞKANI İSMET ÖZBAKKAL
Önümüzde muhtemel, hattâ mutlak ve mukadder denilebilecek bir erken (baskın) seçim gözükmekte...
Ülkenin gerçek gündemini konuşmaya devam edeceğiz.
Memleketimize şöyle baktığımızda pek çok ızdırabı acıyı hep birlikte yaşadığımızı düşünüyorum. Ecdadımızın bize emanet ettiği bu vatan toprağının olması gereken noktalardan başka noktalara çevrildiğine şahit oluyoruz. Türkiye’de milletin gerçek gündemini konuşamayanlara inat bizler, ülkenin gerçek gündemini konuşmaya devam edeceğiz.
Milletin iradesi ile şehitlerin kanı ile bu vatan bir bütün olarak tutulmuş ise bunun kıymetini hepimizin anlaması gerekir.
Türkiye’de, etnik bölücü siyaseti, şiddeti, cebir yolunu alternatif yol olmaktan çıkardığınız gün; bir çözüm yoluna girilmiş olur”
Cumhuriyetin temel dinamiklerini bilmeden hareket ettiğiniz takdirde hem ülkenizi hem bölgenizi ne tür sıkıntılara sürüklediğinizi anlamaz iseniz bugün Suriye’nin Irak’ın düştüğü hale düşersiniz. İslam dünyasının bütün başkentlerinden kan ve gözyaşı fışkırır.
Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan hadiseler, herkesin gözü önünde cereyan etmektedir. İslam dünyasının bütün başkentlerinde kan ve gözyaşının aktığını da hepimiz izlemek mecburiyetinde kalıyoruz. Bu gerçek ortadayken sadece kendi insanına değil, bütün bu coğrafyaya aklıselimi, makulü, demokrasi ve adalet temelinde bahşedebilecek yegane ülkenin de Türkiye olduğunu, aziz milletimiz olduğunu da biliyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş bu millet. Yine kendi mukadderatını iradesi doğrultusunda belirleyecektir. Bizim mücadelemiz Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yeni bir siyasi akılla milletimizi buluşturabilmek adına verilen bir mücadeledir. Tüm demokrat sevdalılarına çağrı yapıyoruz,yuvanıza dönün,.Güçlü Türkiye için müşterek gayemizde birleşelim.
Bu aziz vatanı korumak, İslam'ın sancağını dalgalandırmak için cepheden cepheye koşan ve bu uğurda canını feda eden bütün şehitlerimizin ruhunu şad eyle Ya Rabbi!...
Bugün burada, canı, gözü gibi büyüttüğü fidan gibi delikanlıları, genç yiğitleri yetiştiren ve gururla, iftiharla, dualarla başı dik, alnı açık, gururla, göğsünü gere gere askere uğurlayan annelerin, babaların, emeği geçenlerin kalplerinden geçen duaları da kabul eyle.

7 Haziran 2016 Salı

DEMOKRAT PARTİ (DP) GENEL BAŞKANI GÜLTEKİN UYSAL VE İL BAŞKANLARI "BİZDE VARIZ. HEP BİRLİKTE GELİYORUZ..." DEDİLER.

DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANI GÜLTEKİN UYSAL: 
“Milletin iradesi ile şehitlerin kanı ile bu vatan bir bütün olarak tutulmuş ise bunun kıymetini hepimizin anlaması gerekir”., “Bu iktidar; şark kurnazlığı ile sanki yapmamış gibi davranarak bugüne kadar pek çok sorumluluğunu taşıdığı meseleden sıyrılmıştır”
(DP Basın Merkezi – 05 Haziran 2016) 
Genel Başkanımız, Kocaeli İl Kongresi’nde konuştu. Türkiye’de milletin gerçek gündemini konuşamayanlara inat, ülkenin gerçek gündemini konuşmaya devam edeceğini söyleyen Uysal, vatanımızın kıymetinin herkesçe anlaşılması gerektiğini ifade etti.
Mevcut İl Başkanı Mustafa Nazlıgül’ün yeniden Kocaeli İl Başkanlığına seçildiği kongrede bir konuşma yapan Genel Başkanımız Gültekin Uysal, şöyle konuştu:
“Ülkenin gerçek gündemini konuşmaya devam edeceğiz”
“Siyasetin her zamankinden zor fikir mücadelesinin alternatif maliyetini her zamankinden daha pahalı olduğu dönemde tüm teşkilatlarımızın önünde saygı ile eğiliyorum.
Memleketimize şöyle baktığımızda pek çok ızdırabı acıyı hep birlikte yaşadığımızı düşünüyorum. Ecdadımızın bize emanet ettiği bu vatan toprağının olması gereken noktalardan başka noktalara çevrildiğine şahit oluyoruz. Türkiye’de milletin gerçek gündemini konuşamayanlara inat bizler, ülkenin gerçek gündemini konuşmaya devam edeceğiz. Bugün maalesef bir yanda demokrasinin askıya alındığı bir ortamda demokratik zemini yeniden ortaya çıkarmak zorundayız. Ülkemizin içinde bin bir sıkıntıyı yaşarken bölgemizde cereyan eden sıkıntı yaşarken bölgemizi uzun süre istikrarsızlığın içinde sürükleyecek bir sürecin de her zamankinden daha fazla derinleştiğini görüyoruz. Böyle bir dönemde içinde bulunduğumuz coğrafyada sınırlar kanla çizilmektedir. Milletin iradesi ile şehitlerin kanı ile bu vatan bir bütün olarak tutulmuş ise bunun kıymetini hepimizin anlaması gerekir.
“Kilis’te gördüğümüz şey;
Suriye politikasını tekrar gözden geçirmek zorunda olduğumuzdur”
10 gün önce Kilis’i ziyaret ettik. Orada gördüğümüz manzarada endişeli gözlerden hissettiğimiz; bulunduğumuz noktada yeniden şuurumuzu kıyama kaldırırcasına bu ülkenin politikasını tekrar gözden geçirmek zorunda olduğumuzdur. Her gün sınırlarımızın içinden füzeler kalkmasına rağmen bu sürdürülemez dış politikayı, birilerinin ahbap çavuş ilişkisi içinde sürdürmeye çalıştığını görüyoruz. Buradan sizlere, bu siyasetin sürdürebilirliğinin olmadığını haykırmak isterim.
“Gelin bu kabahati yeni hükümet vesilesi ile bir önceki başbakanın üzerine yıkın”
Bu iktidar; şark kurnazlığı ile sanki yapmamış gibi davranarak bugüne kadar pek çok sorumluluğunu taşıdığı meseleden sıyrılmıştır. Gelin bir kere de şu şark kurnazlığını şu milletin lehine yapın. Her kabahati birinin sırtına, bağrına asmayın. Gelin bu kabahati yeni hükümet vesilesi ile bir önceki başbakanın üzerine yıkın. Bu politikayı değiştirin aksi takdirde orta ve uzun vadede bu büyük ülkenin milli güvenliğini, milli birlik ve beraberliğini tehlikeye sokacak pek çok gelişmeler ile karşı karşıya kalabiliriz.
“Almanya'ya bile Türkiye'ye husumetini, düşmanlığını kusabilecek bir imkan sunuluyor"
Ama bugün geldiğimiz nokta uluslararası zeminde sabıkası soykırımdan olan, uluslararası hukuk ve siyaset zemininde tescilli bir ülke olarak Almanya'ya bile Türkiye'ye husumetini, düşmanlığını kusabilecek bir imkan sunuluyor. Bunu bu büyük ülkenin hak etmediğine inanıyoruz. Sadece bu coğrafyada değil, Avrupa'nın göbeğinde insanlığın yüzünü kızartacak zulümleri icat edenler, bu aziz milleti, bu büyük milleti, her daim mazlumlara hamilik yapmış bu büyük milleti itham etmeye hakkının olmadığını biliyoruz, söyleyecek sözünün olmadığını biliyoruz.
“Demokrat Parti'yle beraber gelin, bu Türkiye'yi hep beraber şahlandıralım”
Anaların gözü iki çeşme. Dün terör örgütü ile beraber bütün ısrarlarımıza rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerine konulduğu temel prensini yok edercesine bir terör örgütünü bölgenin hamisi haline getirirseniz sonunda bu kadar şehidi bu ülkeye verdirtmek zorunda kalırsınız. Bundan sonra bu yanlışlarınız bedelini Anadolu’nun evlatları, Anadolu’nun iki gözü iki çeşme olan analar babalar ödemesin.
Küreselleşme ikliminde yalnız üreten değil, dünyadan da ülkesine refah transfer eden bir Türkiye'yi yeniden inşa etmeyi hedefliyoruz. Bunu yapabilmemizin yolu bellidir. Türkiye'nin iklim değişikliğine ihtiyacı var. Türkiye'nin yeni bir rotaya ihtiyacı var. Geçmişteki hizmetleriyle, hafızasıyla Türkiye'nin dününü yoktan saymayan, sırtımızı bu büyük tarihe dayayan Demokrat Parti'yle beraber gelin, bu Türkiye'yi hep beraber şahlandıralım.”
Nazlıgül: “Demokrat Parti ayağa kalkarsa Türkiye de ayağa kalkar”
Kongrede açılış konuşmasını yapan Kocaeli İl Başkanımız Mustafa Nazlıgül ise “Biz zor olduğu kadar mukaddes bir göreve talip olduk. Türkiye 1960 yılından bu yana siyasi darbelere maruz kalmıştır. Bu askeri darbelerde bile ülke bu kadar halktan, seçim sisteminden ve anayasadan uzak yönetilmedi. Bir kişinin ağzından çıkan sözün kanun sayıldığı sivil bir darbe dönemi yaşamaktayız. Bu süreçte bizlere büyük görevler düşüyor. Ben Demokrat Parti’yi ayağa kaldırmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Demokrat Parti ayağa kalkarsa Türkiye de o zaman ayağa kalkar. Kongreler partilerin düğünüdür. Düğünümüze katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ederim” dedi.
“Alman Parlamentosu; mesnetsiz, haksız, uluslararası diplomatik temayülleri aşan, AB müzakerelerini yürüten bir ülkeye, Türk milletine, aleni düşmanlık göstergesi olarak bir karar almış bulunuyor. Bu kararı şiddetle reddediyoruz”
***
(DP Basın Merkezi – 03 Haziran 2016) Genel Başkanımız Uysal, İzmir İl Teşkilatı’nı ziyaretinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Uysal, ülkenin içine düştüğü şizofrenik iklimden çıkabilmek için sivil ve demokratik tüm siyasi aktörleri Demokrat Parti’ye davet etti. Genel Başkanımız Gültekin Uysal, Almanya Parlamentosu'nun sözde 'Ermeni soykırımı tasarısı'nı onaylamasını kınadığı açıklamasında şunları kaydetti:
“Umarım Almanya Parlamentosu'nun bu kararı,
AKP iktidarının kademe kademe içine kapanan bir Türkiye görüntüsünü ve ilerleyişini daha da ileriye taşıyacak vesile olmaz”
Alman Parlamentosu; mesnetsiz, haksız, uluslararası diplomatik temayülleri aşan, AB müzakerelerini yürüten bir ülkeye, Türk milletine, aleni düşmanlık göstergesi olarak bir karar almış bulunuyor. Bu kararı şiddetle reddediyoruz. İnsanlığın yüzünü kızartacak soykırımı icra eden Almanya'nın ve Almanların her zaman mazlumlara kapısını, gönüllü açmış Türk milletine söyleyecek sözü yoktur. Umarım Almanya Parlamentosu'nun bu kararı, AKP iktidarının kademe kademe içine kapanan bir Türkiye görüntüsünü ve ilerleyişini daha da ileriye taşıyacak vesile olmaz."
“Yeni hükümetten, Suriye politikasını değiştirmesini bekliyoruz”
Genel Başkanımız, Türkiye'nin inatla ve ısrarla milletimizin tarihi yürüyüşünü devam ettireceğini söyledi. Uysal, şöyle konuştu:
“Demokratik standartlarını yükseltme noktasında hukukun üstünlüğü prensibinin temel hak ve hürriyetlerin bireysel anlamda en geniş ölçekte kullanılması yolundan geriye dönmez. Özellikle Suriye'de iç savaşın başlamasından sonra dört beş yıllık kriz ortamı daha da kaosun derinleşeceği yeni bir boyuta geçmektedir.
“Bir bölgemiz topyekun Rusya, Barzani, PKK ittifakına mahkum edilmiştir”
AKP'nin; Türkiye'nin önceliklerini, dış siyaset geleceğini dışlayan, şahsi, ahbap- çavuş ilişkileriyle, ülkemizin kudret kapasitesini aşan, beraberinde milli güvenliğimizi tehdit eden yanlış dış politik tercihler silsilesinin neticesinde bir bölgemiz topyekun Rusya, Barzani, PKK ittifakına mahkum edilmiştir.
Birkaç gündür gelişen olaylar gösteriyor ki Rakka ve Musul'un IŞİD'ın elinden geri alınması noktasında, bu ittifakın öncülüğünde, bölge yeniden şekillendirilirken ülkenin milli güvenliğini, birliğini, beraberliğini uzun yıllar tehdit edecek kalıcı bir statükonun ortaya çıkmasını endişe ile izlemekteyiz.
Şark kurnazlığı ile bu zamana kadar icrası olduğu pek çok meseleyi, sureti halktan görünerek sorumluluğu ve vebali başkalarının sırtına bırakmak gibi bir alışkanlığı olan AKP iktidarı, umarım ilk kez Türkiye'nin lehine olacak şekilde Suriye politikasının vebalini sabık Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun sırtına bırakarak, bu değiştirilemez Suriye politikasını değiştirerek, tarih şuuru ve akılla şekillendirilmiş bir dış politika bakış açısına erer. Bu yeni kurulan Binali Yıldırım hükümetinin buna vesile olması ümit etmekteyiz.
“Şizofrenik iklim”
 27 Mayıs 1960 darbesi ile parçalanmış Demokrat Parti bloğunu bütün unsurlarıyla beraber yeniden ete kemiğe büründürmek ve ülkenin içine düştüğü şizofrenik iklimden çıkabilmek için demokrasi ortak paydasında sivil ve demokratik aktörleri Demokrat Parti'ye davet ediyoruz.”
Genel Başkanımız Gültekin Uysal, erken seçim ihtimaline de dikkat çekerek, “Türkiye'de siyasetin, kurumların rehin alındığı bir iklimde birtakım siyasi mühendisliklerle, gelecek hayalleri, ihtirasları etrafında şekillenmiş iktidarın erken seçim yapma ihtimali var. Biz hazırız” diye konuştu.
“Elbette adayım”
Uysal, il kongrelerini yapan partimizin yıl sonunda büyük kongre yapacağını ve kendisinin yeniden aday olacağını ifade ederek, “Elbette yeniden aday olacağım. Temel iddiamız şahsi önceliğimiz değil. Sorumluluğumuzun farkındayız. Önyargı ve kompleks duymadan Türkiye'yi nefes alamaz hale geldiği bir zeminde rahatlatacak bir anahtar olabilmek için her türlü tedbiri almak adına bir irademiz var” dedi.