4 Mart 2018 Pazar

İSMET ÖZBAKKAL.,BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR.

GÜNÜMÜZDE EN BÜYÜK DERT,ALDATILMA KORKUSU OLDU.
Güven duygusunu kaybetmek üzereyiz.Şüpheci bir toplum olduk.Bir şey alırken satarken acaba kandırılıyormuyum?  düşüncesiyle endişe verici durum var.Biri söz verse inanmama düşüncesi daha fazla oluşmaktadır.
Olay meşhurdur. Resulüllah Efendimiz pazarda, muhtemelen denetlemek için gezerken bir buğday yığını görür. Elini içine sokar ve içinin ıslak olduğunu fark eder. Satıcıya nedenini sorar. Satıcı, efendim yağmur yağdı ıslandı der. Peki, ıslak kısmını üste koysaydın da alıcılar fark ederek alsalardı ya, buyurur. Arkasından şu meşhur ve şerefli sözünü söyler:

“Bizi aldatan bizden değildir”. (Sahih)

Bu hadisi şerifi yorumlayanlar derler ki, bir müminin diğerini aldatması dinden tamamen çıkmış olmayı gerektirmediğine göre bu “bizi aldatan bizden değildir” ifadesinin anlamı şu olmalıdır: Bizim gibi değildir, ahlakı mümin ahlakı değildir, tam bir mümin değildir...

Ancak aldatmanın ucu mümin olmaktan gerçekten çıkmaya kadar da gidebilir. Çünkü yine Resulüllah (sa) buyurur ki, “münafığın işaretleri üçtür; konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman cayar, güvenildiği zaman hıyanet eder” (Sahih). Bunlar münafıklığın temel özellikleridir. Bir müminde bu özellikler bulunsa inanç açısından ona hemen münafıktır hükmü verilemez, çünkü münafık kâfirden de kötüdür, ama bunlar onu bir müddet sonra gerçekten münafık yapabilir. Tıpkı mikrop öldürücüdür önermesi doğru olmakla beraber, mikrop bulaşan herkesin ölmediği gibi. Ama çaresine bakmazsanız bir süre sonra mikrop sizi öldürebilir. “Bizi aldatan bizden değildir” demek de böyledir.

İki binlerin başında yaşadığım bir olayı ikinci kez anlatayım. Bir ilimizde toptancılar çarşısından ceviz alacaktım. Sakallı ve yeni abdest aldığı anlaşılacak şekilde kolları sıyrık bir amcanın dükkânına girdim. Çuval çuval cevizlerin fiyatlarını sordum. Şu Göynük cevizi, fiyatı 15 lira, şu da Adapazarı cevizi, fiyatı on lira dedi. Göynük cevizi hoşuma gitti, bundan bana on kilo ver dedim. Bir torbaya dökmeye başlayınca çuvalın alt kısmının üstü gibi olmadığını fark ettim. Satıcı, sen siyah olduklarına bakma, içi doludur deyip bir tane kırdı ve dolu olduğunu gösterdi. Bir tane de ben aldım ve şunu da kırar mısın, deyince çürük çıkacağını anladı, kızdı, almayacaksan alma diyerek çuvalı kaldırdı. Ben de, amca neden kızıyorsun, biliyorsun Resulüllah Efendimiz bir gün pazarı denetliyordu… dememle lafı ağzıma tıktı ve, biliyorum, biliyorum ama o buğdaydı diye sert bir eda ile beni payladı. Tabii, ben de almadan çıktım.


KİMSEYİ ALDATMAYIN.ADAM GİBİ YAŞAYIN.
 Kötü bir ahlak olarak bilinen aldatmak, şöyle tarif edilmiştir: Müslüman kardeşini yanıltmak, hile yapmak, oyuna getirmek, kandırmak, iğfal etmek, dolandırmak, sözünde durmamak gibi sözler ve eylemlerdir.
“Kurtuluş doğruluktadır.”
Yalan, kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalan ruhi bir hastalıktır, Müslümanların süratle yalandan kaçınmaları gerekir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem: “Yalan kötülüğe, kötülük Cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında yalancılardan yazılır” buyuruyor. Şu halde basit dünya menfaatleri için yalanla müminleri aldatanlar, başta kendilerine yazık edenlerdir. Dürüstlük şiarınız olsun dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder