13 Şubat 2018 Salı

İSMET ÖZBAKKAL,MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİK

Vatan, kültürel değerlerimizin bulunduğu bir coğrafyadır. Bu coğrafya ilk bakışta bir kara parçasıdır. Bu kara parçası tehlikeye girdiği zaman, uğrunda kanlar dökülür; canlar verilir. Nice analar yavrularını, nice gelinler yiğitlerini yitirir. O zaman bu coğrafyanın taşı, toprağı, dağı, ırmağı başka bir anlam taşır. Her biri düşmana aşılmaz bir engel ve bir uçurum olur. O toprak parçası hemen baş tacı edilir. Bu cansız coğrafya, her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış bir vatan olur. 

Gerektiğinde vatanı savunmak için insanları severek ölüme götüren yüce duygulardan biri de din duygusudur. Özellikle İslamiyet’in verdiği şehitlik makamı hiçbir dinde yoktur. Hiçbir dinde İslamdaki şehit olmak şerefi kadar kuvvetli bir unsur bulunmamaktadır. Bu unsur, bizim tarihimizde, zaferlerin kazanılmasında en büyük etkenlerden biri olmuştur.

Birlik, bütünlük, ortak ideal ve hedefler gerçekleşince insan toplulukları millet haline gelir. Kitle, kalabalık olmaktan çıkar. Nesiller mensup olduğu bir millete ve üzerinde yaşamakta iftihar ettiği bir vatana sahip olur. Kader birliği, tarih birliği ve şuuru böylece doğar. Artık böyle bir milletin mensupları, kaderde, tasada ve kıvançta bir olurlar; birbirlerini seven, sayan, kolayca anlaşabilen, birlikte hareket edip başarabilen insanlar haline gelirler. O halde, vatanın meydana gelmesinde insan elinin ve emeğinin tabiata kattığı nice eserlerin de büyük rolü vardır. Vatan anlayışı kültür ve medeniyet eserleriyle gelişir; derinlik kazanır.

Bilindiği gibi dil, din, tarih, kültür ve ülkü birliği, ahlakta, terbiyede, örf ve adetlerde ortak duygu ve hedefler, ortak davranışlar milleti oluşturur. Millet ile vatan, ruhla vücut gibidir. Bu bakımdan anayasalarımızda “Türkiye Devleti, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür.” hükmü yer almıştır. Millet, kendi vatanında birlik ve dirliği bozmadan, ayrılıp parçalanmadan yaşamalıdır. Ancak bu taktirde o milletin fertleri haysiyetli, huzurlu ve mutlu bir hayat sürebilirler. Şu halde vatanımıza, dilimize, dinimize, kültürümüze, tarihimize, örf ve adetlerimize sahip çıkmalıyız.
Türk milleti millet olabilmenin gerektirdiği tüm aşamalar ve kurallara da haizdir!
Türk milletinin küresel güçler ve taşeronları tarafından hedefte olması tesadüfî olabilir mi?  Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve asil milletimizin içeriden ve dışarıdan ihanet kuşatması, saldırıları yeni değildir ve halen sınırlarımızda yaşamakta olduğumuz kuşatma, çevreleme operasyonları ile de son olmayacaktır!



 Devlet ve millet olarak, Milli bir mutabakatın ve Milli birliğin varlığının elzem ve şart olduğu günlerde bulunuyoruz! 

Yedi düvel,  vekalet orduları üzerinden kumpas kuruyor ve toptan olarak üzerimize gelmektedir! Gelsinler! Geldikleri gibi de giderler, gidecekler de!   Yüz sene önce gelip ve gitmek zorunda kaldıkları gibi! Yeter ki; Seksen bir  milyonun her bir ferdi ile saflarımızı sıkılaştıralım,  bir ve beraber olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım ve hep birlikte Türkiye olalım!  Öleceksek de bin yıllardır yaşadığımız ve her bir karesini şehit kanları ile suladığımız Anadolu toprakların da,  ADAM gibi ÖLMEYİ göze alalım!

Allah’ım! Bizleri ayrılıklardan, fitne ve fesattan uzaklaştır. Maddi ve manevi güçlerimizi birleştir. Aramızdaki dayanışmayı güçlendir. İstiklal ve istikbalimize pranga vurmaya çalışan dahili ve harici düşmanlara karşı bizi mansur ve muzaffer eyle Allah’ım!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder