16 Mayıs 2016 Pazartesi

Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950’de İktidara Gelişinin 66. yıldönümü, Genel Merkez’de yapılan bir toplantıyla kutlandı.


“Bu partinin simgesi de imgesi de tavşan değildir. Bizlere simge olmuş canlı; ecdadı seferden sefere taşıyan, Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam’ı Arş’a çıkaran ‘kırat’tır”
 
“Önce siyasete alet ederek dini, sonra kendi güvenliklerine gayret ederek hukuku siyasallaştıran iktidar, sonunda vicdanları da siyasallaştırmıştır”



( DP Basın Merkezi – 14 Mayıs 2016) Demokrat Parti’nin 14 Mayıs 1950’de İktidara Gelişinin 66. yıldönümü, Genel Merkez’de yapılan bir toplantıyla kutlandı. Genel Başkanımız Gültekin Uysal, burada yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı’ndan, iktidara, iktidardan ana muhalefete, tavşan partisi söylemlerinden sivil toplum yöneticilerine, iç politika ve terörden dış politikaya kadar pek çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

Genel Merkez’deki programda Demokratlar Kulübü Başkanı Enver Turgut ile Siyaset Planlama Kurulu Başkanımız ve GİK üyemiz Doç. Dr. Mehmet Özdemir de birer konuşma yaptı.

Genel Başkanımız Gültekin Uysal, 14 Mayıs Demokrasi Bayramı dolayısıyla düzenlenen programda şu görüşleri dile getirdi:


“Kıymetli Partililer, değerli dava arkadaşlarım;

Bizlerin bayram olarak nitelediği, ancak 1960'dan bu yana demokrasi için, vatan için, millet için verdiğimiz şehitler dolayısıyla hakkıyla kutlayamadığımız bugün, bir kez daha bir arada olmanın mutluluğu ve bu davanın neferi olmanın onuru ile sizleri selamlıyor, hoş geldiniz diyorum.

14 Mayıs 1950, yalnız fikrimizin ve milletin iktidarı için değil, demokrasinin bu topraklardaki ilk gerçek zaferi olması dolayısı ile de kutlanası, anlatılası, anılası bir gündür.

66 yıl önce gerçekten millet için milletle beraber teşrik-i mesai eden demokratlar, bugün de aynı hassasiyette, aynı ilke ve aynı doğru yoldadır.

Kıymetli Partililer;

Adına hürriyetçi demokratlar tarafından bir bayram atfedilen demokrasinin, bugün geldiği yer ortadadır.

Siyaset biliminin kavramlarından, siyasi tarihin tozlu sayfalarından bulunacak onlarca mesel, onlarca tanım varken, bu hizmet kervanının ekmeğini yemeye teşebbüs edercesine kendini demokrat olarak niteleyen, yaşanılanın demokrasi olduğunu söyleyenler vardır.

“Türkiye; demokrattır, demokrat olarak kalacaktır”
Demokrat Parti geleneğindeki şekli ile sözün millete takdimi, teslimi olan demokrasi, bugün türlü kılıflarla milletten zapt edilmek, rehin alınmak istenmekte, bir tek kişinin sultasındaki bir zümreye tahsis edilmek istenmektedir.


Tek bir kişinin hülyaları ve siyasi hesap uzmanlarının hesaplamaları ile adım adım “tek adam hükümranlığı”na dönüştürülmek istenen Türkiye; demokrattır, demokrat olarak kalacaktır.

70 yıldır bu milletin büyük hayallerini “Büyük Türkiye ideali” ile programlaştıran demokratlar, birkaç kişinin küçük hayallerine, bu büyük, bu kutlu emeği ve birikimi kurban etmeyecektir.

Bu hareket, milletin iktidarına hayır diyenlere canını vermekten çekinmemiş, tehdide, şantaja ve türlü Bizans oyunlarına boyun eğmemiş bir genetiğe sahiptir.

70 yıldır hakkaniyet ve adalet çizgisinden sapmadan milletin hizmetine hayatını vakfeden demokratlar, bugün de aynı bilinç, aynı kararlılık ve aynı vakur duruşla Edirne'den Kars'a ayaktadır.

“Türkiye anayasal kargaşanın, siyasal karmaşanın ve yasal kaygıların içerisinde boğulmaktadır”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder