DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANI GÜLTEKİN UYSAL |
“PKK’nın Türkiye’yi terk etmek gibi bir niyeti yok..”
“Alandan PKK değil, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet
Güçleri çekilmektedir. Dağa insan çıkarmak noktasında PKK’nın motivasyonu
artmıştır.”
“Yeni Anayasayı kısır, partiler arası bir pazarlığa
dönüştürdük. Bu pazarlıktan kucaklayıcı, kuşatıcı bir Anayasa’nın çıkmasını
beklemiyorum.”
“Mısır’daki olay kesin olarak darbedir. Bu darbe, uzun
yıllar sürecek bir iç çatışmanın ayakları olabilir. Batı her zamanki gibi
ikiyüzlü tavrını Mısır’da da göstermiştir. Batı, darbeyi tanımlamaktan bile
kaçınıyor”
(DP Basın Merkezi - 13 Temmuz 2013) - Genel
Başkan Gültekin Uysal, gündemdeki soruları cevaplandırdı. “ PKK’nın Türkiye’yi
terk etmek gibi bir niyeti yok..” diyen Uysal, “ Alandan PKK değil, Türk
Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Güçleri çekilmektedir. Dağa insan çıkarmak
noktasında PKK’nın motivasyonu artmıştır.” diye konuştu..
“ Mısır’daki olay kesin olarak darbedir..”
Soru: Mısır’daki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gültekin Uysal: Mısır’daki gelişmeleri üzüntü ve
endişeyle izliyoruz. Mısır, bölgenin nirengi noktası olması, hem temsil ettiği
medeniyet geleneği, hem de İslam geleneği açısından sahip olduğu avantajlar ve
oturduğu dinamikler dolayısıyla önemli bir ülkedir.
Bu açıdan baktığımızda bu darbenin uzun yıllara sari bir
şekilde bir iç çatışmanın ayakları olabileceği endişesini taşıyorum. Mısır’daki
olay kesinlikle bir darbedir Bu nedenle demokratik rejimlerden yana olan
Türkiye’nin taraf olması gereğini ifade ediyorum.
“Batı her zamanki gibi iki yüzlü tavrını
Mısır’da da göstermiştir.”
Batının her zamanki gibi tutumu Mısır’da da ortaya çıktı. 11
Temmuz 1995’te Saray Bosna’da, Srebrenitsa’da olduğu gibi.. Batı için
demokrasi, kendileri için bir haktır. Ama Ortadoğu coğrafyası için müdahale
enstrümanına dönüşür. Batı, her zamanki gibi alışageldiğimiz o ikiyüzlü tavrını
Mısır’da da göstermiştir. Tanımlamaktan bile imtina eden bir anlayışı
Türkiye’nin kabule edebilme imkanı yoktur.
Türkiye’de, Mısır üzerinden yapılan tartışmaların da
sağlıklı bir zeminde ilerlemesi lazım. Mısır meselesini Türkiye’ye yansıtarak
iç mesele malzemesi yapmamak lazım. Başta iktidar partisi olmak üzere pek çok
aktörün, meseleyi kendi bulunduğu siyasi pozisyonu tahkim etmek adına bir
cephanelik olarak kullanma anlayışının dışına çıkarak, hadisenin ne anlama
geldiğini, Türkiye’ye ve bölgeye nasıl yansıyabileceğini tartışması
gerekir.
İktidar ve destekçilerinin, Taksim Gezi Parkı olaylarının
bir benzeriymiş gibi göstererek meseleyi başka bir noktaya taşımaya
çalışmıştır. Türkiye ve Mısır karşılaştırması yaptığımızda birbirine benzer
noktaları olmakla beraber, Türkiye’nin bulunduğu pozisyon, sahip olduğu değişim
ve modernleşme çizgileri itibariyle çok farklı bir noktadadır. Bunu iyi bilmek
lazım.
“Yeni Anayasayı kısır, partiler arası bir pazarlığa
dönüştürdük. Bu pazarlıktan kucaklayıcı, kuşatıcı bir anayasanın çıkmasını
beklemiyorum.”
Soru: Yeni Anayasa çalışmalarından umutlu musunuz?
Gültekin Uysal: Anayasa meselesi, kendi kısır
kavgalarının, kısır parantezlerinin içerisinde bir kavganın aracı haline
getirildi. Başından itibaren buradan olumlu bir sonucun çıkmayacağını Sayın
Başbakan, grup yöneticileri, bakanlar, diğer milletvekilleri ifade ediyorlar. Masadan
önce kim kalkacak anlayışı içerisinde süreç yürütüldü. Anayasa görüşmelerini
kısır, partiler arası bir pazarlığa dönüştürdük maalesef. Bu pazarlıktan da
istediğimiz anlamda Türkiye’nin lehine bir kucaklayıcı, kuşatıcı bir anayasanın
çıkmasın ben şahsen beklemiyorum. İktidarın özellikle başkanlık sistemi
meselesini en öne koymuş olması başlı başına çok büyük problemdir. Türkiye’de
temel hak ve hürriyetleri teminat altına alacak, var olan cari siyasal sistemin
kapasitesini daha da yukarıya aktaracak bir anayasa lazımdır. Bu açıdan
baktığımızda kısa vadede anayasa uzlaşma komisyonundan yine bir şey çıkacağını
zannetmiyorum.
“ Dağa insan çıkarmak noktasında PKK’nın motivasyonu arttı”
SORU: Terörde çözüm sürecinin gidişatı nedir?
Gültekin Uysal: İktidar partisinin belki iyi niyetlerle
başlattığı çözüm sürecinin gidişatının nerelere savrulabileceğini, devlet
yönetiminde ciddiyetle görmek lazım. PKK’nın bir başka evreye geçmek noktasında
barış süreciyle bir eşik olarak değerlendiriyor. Son veriler gösteriyor ki
PKK’nın hiç böyle bir alanı terk etmek gibi bir niyeti yoktur. Endişemiz şudur;
alandan PKK değil, Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet güçleri çekilmektedir.
İktidar partisinin kendi içinden de bazı milletvekilleri,
bazı yöneticiler endişelerini raporlar halinde ortaya koyuyorlar. Dağa insan
çıkarmak noktasında PKK’nın motivasyonunun arttığını, bu teşebbüsle beraber
bölgeyi adeta etnik siyasete mahkum ettiğimizi, üniversitede çatışan tarafların
PKK taraftarı ve Hizbullah taraftarı olduğunu görüyoruz.”
Kaynak ( DP ) 13 Temmuz 2013 Cumartesi
Kaynak ( DP ) 13 Temmuz 2013 Cumartesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder