“SANDIKLA; SEÇİMLE GELEN,
SANDIKLA; SEÇİMLE GİTSİN...”
Röportaj & Foto: Şeyda AŞATIR-Ekrem NAZLI/ KAYSERİ, “DENİZ POSTASI” Gazetesi Manşet:
SANDIKLA; SEÇİMLE GİTSİN...”
Röportaj & Foto: Şeyda AŞATIR-Ekrem NAZLI/ KAYSERİ, “DENİZ POSTASI” Gazetesi Manşet:
15 Temmuz
darbe girişiminin ardından siyasi parti il başkanları ile sürdürdüğümüz
röportaj dizimizin bugün ki konuğu Demokrat Parti Kayseri İl Başkanı İsmet
Özbakkal. DP Kayseri İl Başkanı Özbakkal 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarını ve
neler hissettiklerini samimiyetle anlattı. Özbakkal, O gece darbe olacağı
düşüncesiyle ailesine, “gelip beni alacaklar hazırlıklı olun” dediğini
aktardı.
Türkiye’nin
demokrasiyle yönetilmek isteğinin göstergesinin demokrasi nöbetleri olduğunu
belirten Özbakkal, “Kendimiz organize etmesek de demokrasi nöbetlerine
üyelerimiz gidiyor ben de gittim” dedi. OHAL’in 3 ay sonunda
uzatılacağına inandığını ifade eden Özbakkal, “ aşılacağına inanmıyorum.
Uzatılabilir, yeni yasalar çıkabilir” diye konuştu. İdam yasasıyla ilgili Özbakkal,
“Yasalara bağlıyız, Avrupa Birliğine bağlıyız. İdam istiyor halk ama yasalar
var. Bana göre 1 yıl gibi bir geçiş süreci olacak. 1 yıl sonra da seçim
görünüyor gibi” şeklinde konuştu. Darbenin her zaman karşısında olduğunu
söyleyen Özbakkal, “Oy alan oy ile gitsin. Darbelerin en büyüğü bizim partiye
yapıldı” dedi.
İşte
Demokrat Parti gözünden 15 Temmuz gecesi…
“GELİP
BENİ DE ALACAKLAR HAZIRLIKLI OLUN”
Türkiye’nin
en uzun gecesi darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz gecesiydi. Korkunçtu. Önce
insanlar neler olup bittiğini anlamaya çalıştılar. İstanbul’da köprülerin
kapatılmasıyla başladı. O gece neler yaşandı? Yerel bazda anlatacak olursanız,
Demokrat Parti’de neler yaşandı?
Öncelikle
milletimiz sağ olsun diyoruz. Milletin iradesi kazandı. Öncelikle bize
televizyonlarda olayları yansıtan, yazılı ve görsel basında bizi bu olanlardan
haberdar eden değerli basın mensuplarına teşekkür ederim. O gece ben saat 10
civarında televizyonda köprülerin kapanma olayını gördükten sonra gazeteci Cem
Atakan’ı aradım. Cem’e “Ne oluyor?” dedim. “Genelkurmay’ın sitesine bakıyorum
kapalı ağabey” dedi. Bir şeyler olduğun hissettik. En son TRT 1’de darbe
olduğu açıklamasını duyduk. Ben bu olayları 1980 yıllarında yaşamıştım. O
zamanlar Güven Partisi’nin gençlik kolları başkanıydım. Bize çok ağır ve üzücü
geldi. Fakat inanmak istemiyor gibi bir hissimiz vardı. Millet markete hücum
etti. Ben eşimi ve çocuklarımı göndermedim. Hatta dedim ki gelip beni de
alacaklar hazır olun. Gelişmeler şaka gibiydi ama bir şüphe vardı. Televizyonda
açıklanmasına rağmen biz buna inanamadık. Gece partimizin avukatını aradım. Biz
milli iradeden yana olduğumuzu belirttik. Kesinlikle teslim olmayalım, biz
milli iradeden yanayız dedik. Çünkü bu kabul edilebilir bir şey değildi.
Türkiye’yi 50 yıl geriye götürecekti! Ben çok fazla endişe duyuyordum ve
çocuklar bir şey anlayamıyordu “Baba sen neden bu kadar panikliyorsun”
diyorlardı.
Arkadaşlarımı
ve il başkanlarımı aradım. Bir süre sonra televizyonda darbe yerine bir
kalkışmanın olduğunu belirten yayınlar olunca biz rahatladık. Ama bu Türkiye
için bir üzüntüydü ve kara bir gündü ülke için. Arka arkaya verdiğimiz
şehitlerin acısını yaşadık. Biz de bir şeyler yapmak istedik tabi. Ama
Kayseri’de olmadı, belli şehirlerde oldu. Aklı başında davranmak gerekiyordu.
Arayanlar oluyordu “Ne yapalım” diye, biz de devletimiz, Türkiye Cumhuriyeti
güçlü diyorduk. Bundan sonra demokrasinin oturması için daha iyi hareket
etmemiz lazım. Biz de işin bu kadar büyük olduğunu bilmiyorduk. Çok acı bir
durum. Fakat Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz’dan sonra yeni bir sayfa açacak.
Bundan sonra demokrasi ve hukuk yolları daha da güçlenecek. Her şey yine de
bizim vatandaşlarımıza düşüyor, devletten her şeyi beklememek lazım. Kul hakkı
var. Eşit şartlarda sınava giren üniversite mezunları, askeri kuleye girecek
olanların hakları yenmiş oluyor. Benim gariban vatandaşımın, çiftçimin,
memurumun, işçimin çocuğunu maaşını kesip bursa verdiği paralar boşa gitmiş
oluyor. İnşallah bundan sonra sınavlarda hakkaniyet sağlanır ve umarım
öğrencilerimiz kazanır. OHAL durumundayız. Bazı illerimiz de sıkıyönetim de
olabilir. Biz sonuna kadar devletimizin yanındayız. Şanlı Türk Ordusu’ndan ve
polisinden Allah razı olsun. Çok çektiler, şehitler verdiler. Türkiye
Cumhuriyeti’nin meclisinin bombalanması bize hepimizin ölebileceğini ve bu
tehlikeyi geçirdiği anlamına gelir.
Daha önce
hiç olmamış bir şey.
Daha önce
hiç olmadı. 1980 darbesini yaşadım. Birçok darbeyi gördük ama ordu hep birlik
içerisinde yapardı o zamanlar. Şunu herkes anlıyor ki Türkiye Cumhuriyeti’ne
yönelik tehditler var. Türkiye Cumhuriyeti sürekli savaş halindeydi. Türkiye
Cumhuriyeti’nde yaşayan herkes aklına başına alacak ve diyecek ki biz Allah’a
bağlıyız, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlıyız diyecekler. Şeyhlere bağlı
olmayacaklar! Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası’na bağlı olacaklar. Bilgili
olacaklar ve kandırılmayacaklar. Ailelere burada büyük iş düşüyor. Kendi
çocuğuna sahip çıkacak. Tabii ki kurslara gönderiyor orada yemin ettiriyor ve
kullanıyorlar. Çocuk kendini koruyamayabilir. 18 – 20 yaşlarında bir genç
üniversiteye gittiğinde yokluk sıkıntısı çekiyor. Karnını doyurma, giyinme sıkıntısı
çeken çocuk bir dernek, profesyonel kişi tarafından veya bir oluşum tarafından
kandırılabilir. Biz siyasi partiler olarak demokrasi aşığı olarak, kin
tutmuyoruz ve desteklerimizi vereceğiz. Vatandaşlarımıza ve üyelerimize
anlatıyoruz. Bu işi mutlaka aşmalıyız ve aşacağız. Burada belirli kişiler var
ama hepsini bıçak gibi kesip atmak zor. Kesilmesi lazım, bu olaylara el
konulacak. İnanıyoruz bu iş aşılacak. 300’e yakın şehit var. Ağır yaralı
olanlar var ki acil şifalar diliyoruz. 15 Temmuz’u demokrasiyi yaşatma ve
şehitleri anma günü gibi anabiliriz. Milletimizi meydanlarda görüyoruz,
heyecanlılar. Türk bayrağına sarılıyor, geliyor. Yemeden içmeden saatlerce
bekliyorlar. Bunlar bizi duygulandırıyor. Bunlar, Türkiye’nin demokrasiyle
yönetilmek isteğinin göstergesidir. Burada siyasilere ve devlet erkanına büyük
iş düşüyor. Vatandaşlara karşı anlayışlı olacaklar. Bazı arkadaşlarımızdan
sorular geliyor, “Bilmeden oturmalara gittim, katıldım bir şey olur mu?” diye.
Tabi bunlar da olabilir. Biz herkesi potansiyel suçlu kabul edemeyiz.
İstihbaratımıza, polisimize güveniyoruz. İnşallah bundan sonra düzelir,
hayırlar getirir.
Peki,
Sayın Başkan, demokrasi nöbetlerinden bahsettiniz. Demokrat Parti olarak
demokrasi nöbetlerine katılım sağlıyor musunuz?
Biz
vatandaşlarımızla katılım sağlıyoruz. Kendimiz organize etmesek de üyelerimiz
gidiyor ben de gittim. Vatandaşlarımızı görüyorum ve duygulanıyorum. Burada
kötü niyet görmüyorum. İnsanlarımız haykırmak istiyor, demokrasiye sahip çıkmak
istiyor. Bu güzel bir şekilde devam ediyor. Bunu çok fazla uzatmamak lazım.
Asayiş olayları olabilir, kötü niyetli kişiler bunu kullanabilir. Bu güne kadar
yapılanlar güzeldi. Bayrak mitingi oluyor, siyasi parti bayrakları gelmiyor.
Gayet güzel bir şekilde yapılıyor. Özellikle bizim şehrimizde, Kayseri’de çok
güzel yapılıyor. Sizin vasıtanızla, basın sayesinde dış dünya da görüyor
bunları. Demek ki Türkiye’de herkes bayrağın ve demokrasinin aşığı. Bu bir mesaj
olmuş oluyor. Bugüne kadar böyle topluluk görmedik günlerce meydanda kalan.
Örgüte karşı büyük bir tepki oldu.
Bazı
eleştiriler de var bu konuda. Sanatçıların gelmesi gibi. Şehitlerimiz var,
sanatçılar geliyor diye. Meydanlardaki o ruhu diri tutmak ve vatandaşı
meydanlarda tutmak için yapıldığı gibi söylentiler de var. Siz bunu doğru
buluyor musunuz?
Bu konuya
olumlu yönden bakmak lazım. Sanatçılar, hatipler dikkatli konuşması gerekiyor.
Burada eksiklik aramayacağız, biz yaralarımızı saracağız. Ben pozitif yönünden
bakıyorum. Çünkü burada cumhuriyet ve demokrasi yara aldı. Biz bu yaraları
sarmak için uğraşıyoruz şu anda. Birbirimize tahammül edip eksiklerimizi
bulmayacağız.
“1
YIL SONRA DA SEÇİM GÖRÜNÜYOR GİBİ.”
Bundan
sonrası için nasıl bir yol haritası çizildi? OHAL ilan edildi biliyorsunuz 3 ay
boyunca. Türkiye’yi nasıl bir 3 ay bekliyor ve 3 ay sonra nasıl bir Türkiye ile
karşılaşacağız?
Bunları
tahmin edeceğiz tabi. Şimdiki hükümet, AKP hükümetinin alacağı kararlara bağlı.
Meclis’in alacağı kararlara bağlı. Meclis’teki aldığı kararlara bağlı kalırsa
hükümet açısından da iyi olacak. Önümüzde sıkıntılı bir süreç var. Ekonomik
olsun, turizm olsun, ticaretimiz olsun. Paramızın değerinin düşmemesi gerekir.
İkinci olarak da çiftçimizin, insanlarımızın mağdur olmamasını isteriz. Geçim
derdi var. Bence bugün ilk yapılacak şey temel gıdadaki karma değerin
kaldırılması. Asgari ücretle geçinen vatandaşımıza destek verilmeli. Tarım
işçilerimize destek verilmeli şu dönemde özellikle. Üniversite sınavına, polis,
askeriye sınavlarına gireceklerin daha kontrollü şekilde olması lazım. Geçiş
dönemi olarak görüyoruz. Daha önce de geçtik bu dönemlerden. Başarılı
olacağımıza inanıyoruz. Geçiş devreleri biraz sıkıntılı olabilir ama hükümetin
açıklamalarında “OHAL’i vatandaşa değil kendimize koyduk” gibi güzel bir söz
var.
Ama bazı
ürünlerde fiyat artırımına giden fırsatçılarda var.
Valla bunlar olacak yani. Bunları söylerken pembe bir tablo da çizmiyoruz. Sıkıntılar olacak fakat bu işler aşılacak. 3 ay gibi bir zamanda aşılacağına inanmıyorum. Uzatılabilir, yeni yasalar çıkabilir.
Valla bunlar olacak yani. Bunları söylerken pembe bir tablo da çizmiyoruz. Sıkıntılar olacak fakat bu işler aşılacak. 3 ay gibi bir zamanda aşılacağına inanmıyorum. Uzatılabilir, yeni yasalar çıkabilir.
“İDAM
İSTİYOR HALK AMA YASALAR VAR”
Türkiye
Cumhuriyeti zor bir konumda. Yasalara bağlıyız, Avrupa Birliğine bağlıyız. İdam
istiyor halk ama yasalar var. Bana göre 1 yıl gibi bir geçiş süreci olacak. 1
yıl sonra da seçim görünüyor gibi. Bir kere siyasi partiler yasasının mutlaka
değişmesi lazım. Yüzde 10 barajı varken demokrasi nasıl uygulanacak? Yüzde 10
altı buçuk milyona yakın oya tekabül ediyor. Altı milyon oy alan parti vekil
çıkaramayacak mı? Düzenlemeler olmalı barajın kalkmasını istiyoruz.
Demokrasinin yerleşmesi lazım reformlar olması lazım. Ekonomik sıkıntıları
atlatmamız lazım. Avrupa ülkelerinin tepkisi var görünüyor. Bunların
Türkiye’nin ilerlemesini istemedikleri, yıllardır örgütlere verdikleri
desteklerden, canlı bombalardan belli oluyor. Perşembenin geleceği çarşambadan
belli olur gibi biz bunları hissediyorduk sıkıntılar olacaktı. İnşallah bundan
sonra Türkiye Cumhuriyeti kendi içerisinde hakimi savcısıyla daha güvenilir ve
sağlam şekilde olur.
“DARBELERİN
EN BÜYÜĞÜ BİZİM PARTİYE YAPILDI”
Çocuklarımızı küçüklükten vatanına Allah’ına bağlı insanlar olarak yetiştirmemiz lazım. Yasal boşluklar var. Çok fazla vakıf dernek var. Fakat kendine kendi insanına hizmet ettiği ortaya çıkıyor. Vakıflar, dernekler mağdur insanlara ışık saçıcı olması lazım. Diğer siyasi parti başkanlarına ben teşekkür ediyorum anlayış gösterdiler. Biz hep beraber biriz, devletimizin yanındayız. Türkiye’yi, insanlarını bölmek mümkün değil. Sandıkta gelen sandıkla gitsin. Oy alan oy ile gitsin. Darbelerin en büyüğü bizim partiye yapıldı. Allah rahmet eylesin, Adnan Menderes Adnan Polatkan idam edildi. Vatandaş onları yüzde 53,5 ile getirmişti. 3 devre getirmişti ama bir darbeyle, cuntayla idam edildiler. Bunlar uygun değil tabi. Halk kimi seviyorsa getirecek. Sıkıntılar yok değil ama yeni bir sayfa açıldı Türkiye Cumhuriyet’i için. Yeniden yapılanmada herkes otokontrolden geçirecek kendisini. Herkese iş düşüyor, halkı bilinçlendirmek lazım. Milletimiz meydanda seve seve duruyor ama bu da bir yere kadar tabi. Onlar da sıkıntı çekiyor.
Çocuklarımızı küçüklükten vatanına Allah’ına bağlı insanlar olarak yetiştirmemiz lazım. Yasal boşluklar var. Çok fazla vakıf dernek var. Fakat kendine kendi insanına hizmet ettiği ortaya çıkıyor. Vakıflar, dernekler mağdur insanlara ışık saçıcı olması lazım. Diğer siyasi parti başkanlarına ben teşekkür ediyorum anlayış gösterdiler. Biz hep beraber biriz, devletimizin yanındayız. Türkiye’yi, insanlarını bölmek mümkün değil. Sandıkta gelen sandıkla gitsin. Oy alan oy ile gitsin. Darbelerin en büyüğü bizim partiye yapıldı. Allah rahmet eylesin, Adnan Menderes Adnan Polatkan idam edildi. Vatandaş onları yüzde 53,5 ile getirmişti. 3 devre getirmişti ama bir darbeyle, cuntayla idam edildiler. Bunlar uygun değil tabi. Halk kimi seviyorsa getirecek. Sıkıntılar yok değil ama yeni bir sayfa açıldı Türkiye Cumhuriyet’i için. Yeniden yapılanmada herkes otokontrolden geçirecek kendisini. Herkese iş düşüyor, halkı bilinçlendirmek lazım. Milletimiz meydanda seve seve duruyor ama bu da bir yere kadar tabi. Onlar da sıkıntı çekiyor.
Tekrar
sizin sözlerinizden çıkacak olursak idam yasasına olumsuz bakıyorsunuz yani?
Biz olsun
ya da olmasın diyemiyoruz hukuk devletiyiz. Bu Meclis’ten kanun olarak çıkar.
Çıkması için referandum olması gerekir. Halk istiyorsa olacak ama nasıl olacak?
Siz Avrupa Birliği’ne girelim diye başvuruyorsunuz. Avrupa Birliği Parlamenter
Meclisi bunu veto ediyor. Nasıl olacak bilemiyorum. Bu kişiler de
cezalandırılmalı tabi. Ama nasıl cezalandırılması lazım?
“ASKERİMİZİN
POLİSİMİZİN EMRİNDEYİZ”
Ordunun
itibarsızlaştırıldığı algısı oluşturuluyor. İnsanların bakışı değişti. bu
itibar tekrar kazanılabilecek mi? Ya da sizce böyle bir durum var mı sizce?
İtibar
kaybetme durumu falan olmaz şanlı Türk ordumuzda, çocuklarımızı gönderdiğimiz.
Öyle bir durum yok. Kötü niyetli kişilerin çıkardığı bir şey. Genelkurmay
başkanımız da bugün asker üniforması giymiş kötü niyetli kişiler diyor. Bunlar
temizlenebilir zor değil. Poliste askerde itibar kaybı olmaz sahibi biziz,
milletiz. İnanmıyorum yani buna ordu millet el ele olması lazım, güvenlik
güçleriyle beraber olmamız lazım. Az önce dediğim gibi negatif yanından değil
pozitif yanından bakmamız gerekiyor. Askerimizin polisimizin emrindeyiz.
“KAYSERİ’DE
GÜÇLÜ BİR YAPI OLDUĞU GÖRÜLÜYOR”
Peki, bu darbe provası Kayseri’de yapıldı. Haberleri okumuşsunuzdur. Geçtiğimiz gün bu ortaya çıktı. Üç ay önce Kayseri’de alçak uçuş yapan bir uçak olmuştu. Bunun darbeyle ilgili olduğu ortaya çıktı. Hatta kurumlar arasında kopukluk olduğu da söz konusu. Bunu siz nasıl okuyorsunuz?
Peki, bu darbe provası Kayseri’de yapıldı. Haberleri okumuşsunuzdur. Geçtiğimiz gün bu ortaya çıktı. Üç ay önce Kayseri’de alçak uçuş yapan bir uçak olmuştu. Bunun darbeyle ilgili olduğu ortaya çıktı. Hatta kurumlar arasında kopukluk olduğu da söz konusu. Bunu siz nasıl okuyorsunuz?
Şeyda
Hanım, bu işe artık 15 Temmuz öncesi ve sonrası olarak bakacağız işe. 15 Temmuz
öncesini yazsanız yıllarca yazarsınız, kitaplar olur. Artık olmuştur.
Kayseri’de güçlü bir yapı olduğu görünüyor. Türkiye’de 4 ilden biri Kayseri.
Bunun sebebi de ekonomiyle alakalı benim gördüğüm. Kayseri ekonomik
faaliyetleri çok güçlü bir yer. Bunlar olmuştur artık. Tutuklamalar oluyor.
Bunu çok fazla irdelemenin anlamı yok. Emniyete bırakmamız lazım bunları. OHAL
yöneticilerine bırakmamız lazım. Bunu çok spekülasyon şeklinde devam ettirmemek
lazım bundan sonrasına bakmak lazım zaten o olanlar olmuş ki 15 Temmuz olmuş.
Demek ki bir yapılanmaları var ki oldu. Ders çıkarıp ona göre yapılanmamız
lazım. Vatandaşlarımıza şunu tavsiye ediyorum. Yetkililerin açıklamalarına
dikkat etsinler.
Teşekkür
ederim.
İsmet ÖZBAKKAL; DEMOKRAT PARTİKAYSERİ İL YÖNETİM KURULU BAŞKANI
[Kayseri
DENİZ POSTASI Gazetesi, 26 Temmuz 2016 & Şeyda Aşatır].