YA YALAN SÖYLEYEN.SÖZÜNDE DURMAYAN.VE KUL HAKKI YİYENLER. HAKSIZ KAZANÇ SAĞLAYANLAR. VATANA İHANET EDENLER.YATACAK YERİNİZ YOK...
Mevkii için milleti feda eden değil, aksine gerektiği zaman millet uğruna mevkiini, hatta hayatını verebilen adam büyük adamdır.
İnsanlar da, hayvanlar da, birçok diğer canlı da varoluşu gereği toplumsal şekilde yaşama ihtiyacı duyan varlıklardır. Bir arada yaşayan varlıklar sadece insanlar değil, etrafımızdaki birçok canlıya baktığımızda da görürüz. Örneğin keçiler, koyunlar sürü halinde yaşamaktadır. Bunun yanı sıra kuşlara da bakarsak, göçmen kuşlar göç edecekleri zaman hep birlikte bu işi yapmaktadırlar. Yani buradan anlaşılıyor ki, Allah’ın yarattığı her varlığın, varlığını sürdürebilmek ve mutlu olabilmek amacıyla kendi türünden etrafında birilerinin olmasına ihtiyacı var. İnsanlar da tıpkı bu şekildedir. Hem giyim, barınma, yeme içme gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak adına, hem yalnız kalmamak adına hem de içgüdüsel olarak insanlar da tıpkı bahsettiğimiz hayvanlar gibi bir arada yaşamaya ihtiyaç duyar. Toplumsal yaşam, insanların bu gibi ihtiyaçlarını daha kolay giderebilmesi amacıyla oluşmuştur.
Mesafe iyidir. Ne haddini aşan olur ne de huzurunu kaçıran.
Yani toplumda adabı muaşereti bileceksin.Kibar olacaksın.Adam gibi selam verip yol vermeyi,selam vermeyi,sadaka vermeyi,borç vermeyi bileceksin.
Yaşamak için uyumlu olmak gerekiyor. Etnik kimlik,hemşehricilik yapmamak gerekiyor. Adaletli ve toplum kurallarına uyarak ve komşuyla iyi geçinerek,aile ilişkilerinin iyi olması huzurlu yaşamı getirir.
TOPLUMSAL YAŞAM YAZILI VE YAZISIZ KURALLAR
Yeryüzünde birbirinden farklı pek çok toplum bulunur. Her toplumda da toplumsal yaşamı düzenleyen yasalar vardır. Eğer bu toplumsal yaşamı düzenleyen yasalar olmasaydı toplumda bir düzen oluşmazdı. Herkes kendi isteği gibi davranırdı. Başkalarını düşünmez, kendi çıkarları için çalışırdı. İnsanlar birbirlerine zarar verirdi. Toplumsal yaşam çekilmez bir hâl alırdı.
Toplum yaşamını düzenleyen yasalar insanlar arasındaki ilişkileri de düzenler. Toplumsal yaşamı düzenleyen yasalar yazısız ve yazılı kurallar olmak üzere ikiye ayrılır.
1- YAZISIZ KURALLAR:
Örfler, âdetler, gelenek ve görenekler, görgü kuralları, ahlak kuralları yazısız yasalardır.
Bu kurallar toplum içindeki davranışlarımızı düzenleyen saygı ve sevgiyi temel alan kurallardır. Bu yasalar, kişilerin davranışlarını iyi-kötü, doğru yanlış, olumlu-olumsuz olarak değerlendirirler. Bunlara uymayan kişiler toplum tarafından ayıplanır, kınanır. Onlarla kimse arkadaşlık etmez, konuşmak istemez. Bu kişiler yalnız kalır. Bu kurallara uymayan kişiye devlet ceza vermez. Ancak bu kişilere toplum hoş gözle bakmaz, ayıplar ve dışlar.
Yazısız kurallar;
- Toplum içinde kendiliğinden doğar.
- Davranış biçimleri ile nesilden nesle geçer ve süreklilik kazanır.
- Toplumdan topluma değişiklikler gösterebilir
Yazısız kurallardan bazıları şunlardır:
- Kendi haklarımızı korumak ve başkalarının haklarına saygılı olmak.
- Komşularımızla iyi geçinmek.
- Sokakta, otobüste yüksek sesle konuşmamak.
- Büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermek.
- Hoşgörülü ve alçakgönüllü olmak.
- Toplu taşıma araçlarında hastalara, yaşlılara, engellilere yer vermek.
- İnsanları güler yüzle karşılamak, selamlamak ve gönül kazanmak.
- Otobüse ve trene binerken, sinema ve tiyatroya girerken sıraya girmek.
- Başkalarının düşüncelerine saygı göstermek.
A) Örf ve Âdet:
Toplumun bireylerden beklediği davranışlardır. Örf ve âdetler toplumun saygı duyulmasını istediği değerlerden oluşur.
B) Gelenek:
Bir toplumda, bir toplulukta saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlara gelenek denir.
C) Görenek:
En sade tanımıyla bir şeyi görüle geldiği gibi yapma alışkanlığı olan görenek, öteki sosyal alışkanlık gibi gerekli ve uygun görülenleri kapsar. Ama bunların mutlaka yerine getirilmesini istemez. Göreneğin örfe, âdet, geleneğe bakarak yaptırım gücü daha zayıftır.
D) Ahlâk:
Toplumun iyi ve doğru kabul edilen davranışları yapmak kötü ve yanlış kabul edilen davranışları yapmamaktır.
2- YAZILI KURALLAR:
Toplum hayatını düzenleyen yazılı hukuk kurallarıdır. Bunlar anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik adlarını alırlar. Bu hukuk kuralları, hem bireylerin birbirleriyle hem de devletle olan ilişkilerini düzenler. Bunlar toplumdaki bireylerin uyması zorunlu olan kurallardır. Hiç kimse yasaların düzenlediği bu kurallara uymama hakkına sahip değildir. Hukuk kuralları herkes için geçerli olan genel kurallardır. Kişilere göre farklı uygulanmaz.
Yazılı kuralları devlet koyar. Yurttaşlar bu kurallara uymak zorundadırlar. Uymayanlar devlet tarafından belirlenen suç özelliğine göre cezalandırılırlar.
Yazılı kuralları genel ve özel kurallara olmak üzere iki kısımda ele alabiliriz:
A) Genel Kurallar:
Toplumu oluşturan tüm bireylerin uyması gereken kurallardır. Hırsızlık yapmamak,başkalarının haklarını ihmal etmemek,başkalarının canına ve malına zarar vermemek,askerlik yapmak, vergi vermek gibi.
B) Özel Kurallar:
Kişinin içinde bulunduğu toplumun yaşayışını düzenleyen özel kurallardır. Okula giden bir öğrencinin okulda uyması gereken özel kurallar gibi.
Yazılı hukuk kurallarının başında anayasa ve yasalar gelmektedir.
ANAYASA:
Yazılı kuralların en önemlisi anayasadır.
- Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirten, vatandaşların temel haklarını tespit eden yazılı belgedir.
Anayasa devletin temel kanunudur. Bu bakımdan yasa, tüzük ve yönetmeliklerden önce gelir. Hiçbir kanun anayasaya aykırı olamaz. Anayasa devletin temel niteliklerini tanımlar ve vatandaşların hak ve özgürlüklerini belirtir.
- Yasa ise, devletin yasama organı tarafından anayasaya uygun olarak hazırlanmış, herkesin uymak zorunda olduğu yaptırıma bağlı kurallardır.
Anayasanın Özellikleri:
- Kısa ve öz olarak hazırlanmıştır. 177 maddesi vardır. Yaklaşık 180 sayfadır.
- Bütün konuların özüdür. Kanunlar anayasaya uygun olarak hazırlanır.
- Millet ya da milletin seçtiği temsilciler tarafından hazırlanıp kabul edilir.
- Vatandaşların temel hak ve görevlerini belirtir.
- Devletin nasıl yönetileceğini gösterir.
- Egemenliğin kim tarafından ve nasıl kullanılacağını açıklar.
Toplumun ihtiyaçları ve şartlar zamanla değiştiğinden dolayı anayasalarda da değişiklikler yapılabilir.
Kendi içinde huzur bulamayan insanlar, hep başka insanların huzurlarını bozar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder