7 Nisan 2016 Perşembe

DP Genel Başkanı Gültekin UYSAL: “Kılıçdaroğlu’nun kabul edilemez sözleri, AKP ve Ramazanoğlu’nun yandaşlık saikiyle Ensar Vakfı tecavüz olayını örtbas ve perdeleme kastını yok etmez”

DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANI GÜLTEKİN UYSAL, ENSAR VAKFI’NA AİT YURT VE EVLERDE MEYDANA GELEN CİNSEL İSTİSMAR OLAYLARIN ARDINDAN MECLİS’TE YAŞANAN POLEMİKLERE İLİŞKİN AÇIKLAMALARDA BULUNDU
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu kabul edilemez sözleri, AKP’nin ve Sayın Ramazanoğlu’nun yandaşlık saikiyle Ensar Vakfı’nda tecavüz olayını örtbas etme, perdeleme yanlışını yok etmez”
(DP Basın Merkezi – 07 Nisan 2016) Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Ensar Vakfı’na ait yurt ve evlerde meydana gelen cinsel istismar olayların ardından Meclis’te yaşanan polemiklere ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun kabul edilemez sözlerinin, Ensar Vakfı’nda tecavüz olayını örtbas etme, perdeleme yanlışını yok etmeyeceğini ifade eden Genel Başkan Uysal, siyasi arenada üslubun önemine dikkat çekti.
Son iktidar döneminde ahlaki çöküşün derinleştiğine işaret eden Uysal, Meclis’te yaşanan ve siyasi üsluptan uzak polemikler hakkında görüşlerini şöyle ifade etti:
Ahlaki çöküş, ülkenin her yerine sirayet etmiş vaziyette
“Maalesef birkaç haftadır, Karaman’da Ensar Vakfı’na ait yurt ve evlerde 45 çocuğumuzun cinsel istismara, saldırıya, en hafif tabiri ile iğrençliğe maruz kaldığı haberinin şoku ile yaşıyor ve utanıyoruz. Dahası adeta domino etkisi gibi ülkenin her köşesinden her gün yeni bir cinsel saldırı haberi ile çocuklarımızın maruz kaldığı bu iğrençlik haberleri ile uyanıyoruz.
“Muhafazakar” ve Dindar” olduğunu iddia eden bir iktidar döneminde ahlaki çöküşün derinleştiğine, katmerlendiğine şahit oluyoruz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “gaf” yaptığını umarak, sözlerinin siyasi arenada hayati bir problem olan “üslup”un önemini bir kez daha vurguladığını, siyasi liderlerin dillerinin sokağa ne derece sirayet ettiği tecrübesi ile hatırlatmak istiyoruz.
“Milletvekillerini ve siyasileri yeniden akıl ve vicdan hizasına davet ediyoruz”
Cinsel bir saldırının, çocuk istismarının mevzu bahis olduğu bir konuşma sırasında Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği bu yakışıksız ifadelerin, kabul edilemez olduğu kanaatindeyiz. Yüce Meclis çatısı altında, hemcinslerine yapılan hakarete tarafgirliğin derinleşmesine alkışlarla karşılık veren milletvekillerini ve siyasileri de yeniden akıl ve vicdan hizasına davet ediyoruz.
CHP Genel Başkanı’nın sözlerine karşılık Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun “adamdan saymıyorum” sözleri de gösteriyor ki karşıtlık üzerinden muvazaalı bir rekabet içinde olan AKP ve CHP yanlışta yarışıyor.  AKP ile CHP’nin yanlışta yarışına suhuletle, sağduyu ile bu iddia ve karşılıklı yakışıksız ifadeleri değerlendirmesi gereken Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da “siyasi sapıklık” ifadesiyle maalesef yanlışa taraf olmuştur.
Keşke benzer sözleri kullanan AKP’liler için de bugünkü tepki gösterilseydi
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kullandığı ifade, kedisinin de belirttiği gibi AKP menşeli bir ifadedir. Bugün ABD’de tutuklu bulunan Reza Zarrab’a bir “biat” ifadesi olarak, bir güvenlik teminatı ifadesi olarak kullanılan ifadenin patenti 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu sırasında ortaya saçıldığı gibi AKP’li İçişleri eski Bakanı Güler’e aittir. Ancak bugün Kılıçdaroğlu sarf ettikten sonra galizliği mevzu bahis olmuş, kınanacak hal almıştır. Bugün bu ifadenin Meclis çatısı altında kullanılıyor olmasının, dahası “gaftır” diye düşünülürken halen savunuluyor olmasının müsebbibi geçmişte verilmeyen tepkidir.
Bu ifade, bir Bakan olarak hem partisinde hem de Türkiye Cumhuriyeti hükümetinde temsil ve icra yetkisine sahip bir şahıs tarafından kullanılmıştır. Bugün ahlak bekçiliği yapar gibi görünen birçok AKP’li isim sırf kendinden diye geçmişte bu ifadelere ses çıkarmamıştır.
Kendilerinden diye bir vakıf aklanmaya çalışılmaktadır.
Daha önce de söylediğimiz gibi ne ondan ne bundan demeden bu ifadelerin kullanımını kınamaktayız. Ancak sebep sonuç ilişkisi ile baktığımızda, tabiri caizse aile kurumunu himayesine verdiğimiz bir bakanın Ensar Vakfı’nda yaşanan olaydan sonra herkesten daha fazla titizlikle iddiaların üzerine gitmesi gerekirken, sırf kendilerine yakın olduğu için bu kurumu aklamaya çalıştığı gerçeği, toplumda öfkeyi arttırmıştır. Meclis çatısı altında kullanılan ifadelerden daha fazlası sosyal medyada, sokakta, bakkalda, manavda konuşulmaktadır.
İktidar artık hükümet etmiyor, cenk ediyor
Ne yazıktır ki iktidar mensubu olanlar, iktidardan rant umanlar ve rantın devamını arzulayanlar yanlışa yanlış demekten korkmaktalar.  AKP’nin ranta ve devlete ortak ettiği arka bahçesi Ensar Vakfı’nda yaşanan iğrenç olay da daha somut gösterdi ki iktidar hükümet etmeyi bırakmıştır. Yanlış olduğunu bildiği meselelerde dahi fail kendinden diye savunmakta, “yanlış” dediği vakit bir burç kaybedeceğini sanmaktadır. AKP, yanlış yapanlara aidiyetine, siyasi ve ekonomik kudretine göre muameleyi yerleşik bir uygulama haline getirmiştir.
Dillerinden düşmeyen Kuran’a, Hadislere aykırı yaşıyorlar.
Peygamber Efendimiz “"Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle, gücünüz yetmez ise dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz ediniz. Bu da imanın en düşük noktasıdır." buyurmuştur. Ancak dindar gençlik isteyen iktidar zihniyeti hayatı dar edilen gençliğin, çocuklarımızın karşılaştığı kötülüklerde bırakınız düzeltmeyi; es geçmekte, dillendirene de esip gürlemektedir.
Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu kabul edilemez sözleri, AKP’nin ve Sayın Ramazanoğlu’nun yandaşlık saikiyle Ensar Vakfı’nda tecavüz olayını örtbas etme, perdeleme yanlışını yok etmez."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder