DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANI GÜLTEKİN UYSAL, ENSAR VAKFI’NA AİT YURT VE
EVLERDE MEYDANA GELEN CİNSEL İSTİSMAR OLAYLARIN ARDINDAN MECLİS’TE YAŞANAN
POLEMİKLERE İLİŞKİN AÇIKLAMALARDA BULUNDU
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu kabul edilemez sözleri, AKP’nin
ve Sayın Ramazanoğlu’nun yandaşlık saikiyle Ensar Vakfı’nda tecavüz olayını
örtbas etme, perdeleme yanlışını yok etmez”
(DP Basın Merkezi – 07 Nisan 2016) Demokrat Parti Genel
Başkanı Gültekin Uysal, Ensar Vakfı’na ait yurt ve evlerde meydana gelen cinsel
istismar olayların ardından Meclis’te yaşanan polemiklere ilişkin açıklamalarda
bulundu. Kılıçdaroğlu’nun kabul edilemez sözlerinin, Ensar Vakfı’nda tecavüz
olayını örtbas etme, perdeleme yanlışını yok etmeyeceğini ifade eden Genel
Başkan Uysal, siyasi arenada üslubun önemine dikkat çekti.
Son iktidar döneminde ahlaki çöküşün derinleştiğine işaret
eden Uysal, Meclis’te yaşanan ve siyasi üsluptan uzak polemikler hakkında
görüşlerini şöyle ifade etti:
Ahlaki çöküş, ülkenin her yerine sirayet etmiş vaziyette
“Maalesef birkaç haftadır, Karaman’da Ensar Vakfı’na ait
yurt ve evlerde 45 çocuğumuzun cinsel istismara, saldırıya, en hafif tabiri ile
iğrençliğe maruz kaldığı haberinin şoku ile yaşıyor ve utanıyoruz. Dahası adeta
domino etkisi gibi ülkenin her köşesinden her gün yeni bir cinsel saldırı
haberi ile çocuklarımızın maruz kaldığı bu iğrençlik haberleri ile uyanıyoruz.
“Muhafazakar” ve Dindar” olduğunu iddia eden bir iktidar
döneminde ahlaki çöküşün derinleştiğine, katmerlendiğine şahit oluyoruz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “gaf” yaptığını
umarak, sözlerinin siyasi arenada hayati bir problem olan “üslup”un önemini bir
kez daha vurguladığını, siyasi liderlerin dillerinin sokağa ne derece sirayet
ettiği tecrübesi ile hatırlatmak istiyoruz.
“Milletvekillerini ve siyasileri yeniden akıl ve vicdan
hizasına davet ediyoruz”
Cinsel bir saldırının, çocuk istismarının mevzu bahis olduğu
bir konuşma sırasında Kılıçdaroğlu’nun sarf ettiği bu yakışıksız ifadelerin,
kabul edilemez olduğu kanaatindeyiz. Yüce Meclis çatısı altında, hemcinslerine
yapılan hakarete tarafgirliğin derinleşmesine alkışlarla karşılık veren
milletvekillerini ve siyasileri de yeniden akıl ve vicdan hizasına davet
ediyoruz.
CHP Genel Başkanı’nın sözlerine karşılık Başbakan Sayın
Ahmet Davutoğlu’nun “adamdan saymıyorum” sözleri de gösteriyor ki karşıtlık
üzerinden muvazaalı bir rekabet içinde olan AKP ve CHP yanlışta
yarışıyor. AKP ile CHP’nin yanlışta yarışına suhuletle, sağduyu ile bu
iddia ve karşılıklı yakışıksız ifadeleri değerlendirmesi gereken Cumhurbaşkanı
Sayın Erdoğan da “siyasi sapıklık” ifadesiyle maalesef yanlışa taraf olmuştur.
Keşke benzer sözleri kullanan AKP’liler için de bugünkü
tepki gösterilseydi
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kullandığı ifade,
kedisinin de belirttiği gibi AKP menşeli bir ifadedir. Bugün ABD’de tutuklu
bulunan Reza Zarrab’a bir “biat” ifadesi olarak, bir güvenlik teminatı ifadesi
olarak kullanılan ifadenin patenti 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonu sırasında
ortaya saçıldığı gibi AKP’li İçişleri eski Bakanı Güler’e aittir. Ancak bugün
Kılıçdaroğlu sarf ettikten sonra galizliği mevzu bahis olmuş, kınanacak hal
almıştır. Bugün bu ifadenin Meclis çatısı altında kullanılıyor olmasının,
dahası “gaftır” diye düşünülürken halen savunuluyor olmasının müsebbibi
geçmişte verilmeyen tepkidir.
Bu ifade, bir Bakan olarak hem partisinde hem de Türkiye
Cumhuriyeti hükümetinde temsil ve icra yetkisine sahip bir şahıs tarafından
kullanılmıştır. Bugün ahlak bekçiliği yapar gibi görünen birçok AKP’li isim
sırf kendinden diye geçmişte bu ifadelere ses çıkarmamıştır.
Kendilerinden diye bir vakıf aklanmaya çalışılmaktadır.
Daha önce de söylediğimiz gibi ne ondan ne bundan demeden bu
ifadelerin kullanımını kınamaktayız. Ancak sebep sonuç ilişkisi ile
baktığımızda, tabiri caizse aile kurumunu himayesine verdiğimiz bir bakanın
Ensar Vakfı’nda yaşanan olaydan sonra herkesten daha fazla titizlikle
iddiaların üzerine gitmesi gerekirken, sırf kendilerine yakın olduğu için bu
kurumu aklamaya çalıştığı gerçeği, toplumda öfkeyi arttırmıştır. Meclis çatısı
altında kullanılan ifadelerden daha fazlası sosyal medyada, sokakta, bakkalda,
manavda konuşulmaktadır.
İktidar artık hükümet etmiyor, cenk ediyor
Ne yazıktır ki iktidar mensubu olanlar, iktidardan rant
umanlar ve rantın devamını arzulayanlar yanlışa yanlış demekten
korkmaktalar. AKP’nin ranta ve devlete ortak ettiği arka bahçesi Ensar
Vakfı’nda yaşanan iğrenç olay da daha somut gösterdi ki iktidar hükümet etmeyi
bırakmıştır. Yanlış olduğunu bildiği meselelerde dahi fail kendinden diye
savunmakta, “yanlış” dediği vakit bir burç kaybedeceğini sanmaktadır. AKP,
yanlış yapanlara aidiyetine, siyasi ve ekonomik kudretine göre muameleyi
yerleşik bir uygulama haline getirmiştir.
Dillerinden düşmeyen Kuran’a, Hadislere aykırı yaşıyorlar.
Peygamber Efendimiz “"Bir kötülük gördüğünüzde onu
elinizle, gücünüz yetmez ise dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz
ediniz. Bu da imanın en düşük noktasıdır." buyurmuştur. Ancak dindar
gençlik isteyen iktidar zihniyeti hayatı dar edilen gençliğin, çocuklarımızın
karşılaştığı kötülüklerde bırakınız düzeltmeyi; es geçmekte, dillendirene de
esip gürlemektedir.
Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu kabul edilemez sözleri,
AKP’nin ve Sayın Ramazanoğlu’nun yandaşlık saikiyle Ensar Vakfı’nda tecavüz
olayını örtbas etme, perdeleme yanlışını yok etmez."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder