6 Ocak 2014 Pazartesi

68. YIL "HAYIRLI VE KUTLU" OLSUN...

BİR ŞAFAKTAN BİR ŞAFAĞA 68. YIL!...
            Türk siyaset tarihinde yaklaşık 200 yıl süren bunalımlı bir arayış, bir nesilden bir nesil’e ve bir şafaktan bir şafağa ümitle intikal eden bekleyişin müjdesi;
            1930 yıllarında Aydın Vilâyeti'nden yükseldi.
             Türkiye Cumhuriyeti’nin Aziz kurucusu ve Şerefli kurucu unsur ile bu kutsal toprakların kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK tarafından keşfedilen Adnan Menderes, yine Gazi’nin irade, basiret ve bekası marifetiyle önce Aydın’dan Millete Vekil oldu (1931);
            İlâhi takdirin zuhuru ile de, 7 Ocak 1946’da; 11 Kasım 1938 “Karşı Devrimi” ile Halk Partisi zihniyeti tarafından yerle yeksan, tahrif, tahrip ve tarumar edilen Cumhuriyet, Demokrasi, Adalet ve Hukuku imar ve ihya ile görevlendirildi.
İşte iki asırdır beklenen müjde bu idi.
Bu müjde Aydın topraklarında gelişti, yetişti ve büyüdü..
07 0cak 1946’da Ankara’da hayat buldu.
Evvelinde Kayseri, ahirinde Yeşilhisar ve diğer Anadolu steplerinde, bozkırlarında bütün sınavlarını verdi. Milletin kalbini kazandı. İnsanlarının gözüne ve gönlüne girdi; Dört yıla varan destansı bir mücadele, ıstıraplı bir çalışma, hak-adalet ve hukuk savaşı sonunda Türk Siyasi tarihinin en büyük halk hareketi, emsalsiz bir efsane olan Beyaz İhtilâli başardı.
14 Mayıs 1950’de doğrudan, aracısız, bağımsız ve bağlantısız olarak bizatihi millet tarafından, millet adına iktidara geldi. Hükümet oldu, devlet oldu, milletin sevgilisi, sessiz sözsüz halkın ve geniş kitlelerin sesi, sözü, aşı, güneşi, ışığı ve ümidi oldu demokrat parti..
On yıllık iktidarı boyunca, NATO normlarına göre dünyada eşi emsali görülmemiş bir inkişaf, ilerleme, idame, ikame, sanayi, gelişme ve büyüme hareketine imza attı. On yılda 100 yıla bedel muazzam bir kalkınma hareketi gerçekleştirdi. Müzmin hale gelen işsizlik, açlık, yokluk, karne, kıtlık, hastalık; Halk partisinin istibdat dönemi, Milli şeflik eseri olan cehalet, sefaleti yendi. Devlet hayatı ve millet hafızasından ısrarla silinmek istenen Dini, milli, ilmi, tarihi ve kültürel değerleri ihya etti.    
Cumhuriyeti Demokrasi ile birleştirip bütünleştirmek suretiyle İnsan Hakları, Adalet Ahlâkı ve Hukuka hayat verdi. Millet iradesinde mündemiç özgür, bağımsız ve tarafsın hukuk cihazını gerçekleştirdi. Bu medeni ve muasır atılım ve açılımlar sonucu Türkiye, 1960 başında dünyanın en ileri derece ve düzeyde kalkınmış, gelişmiş, birinci sınıf ülkeleri arasına girdi.
Fakat “su uyur düşman uyumaz” misali boş durmayan haset, 11 Kasım 1938 “karşı devriminden” itibaren mütemadiyen ekilen fesat tohumlarının kıskançlık ve tefrika biçiminde hayat bulması ve nihayet, dâhili-harici, bilumum bedhahlarla vaki şer ittifakı sonucu 27 Mayıs 1960 isyanı zamanı durdurdu. Böylece Türk tarihinin, vatan, millet, milli birlik ve bütünlüğü aleyhine en büyük kırılma hareketi yaşandı.
Aziz Türk milleti zarar görmesin, memleket tarumar olmasın, nahak yere kan akmasın, felâket ve dumur nedeni olmasın diye direnilmeyen; Ancak, her şeye rağmen “karşı konulmak ve direnmek istense bile” maruz kalınan alçaklık, ihanet ve kalleşlik sonucu çaresiz kalınarak, mâşeri vicdan ve kadere boyun eğilen menfur darbeyle; 10 yıl süren Asr-ı Sâadet dönemi bitti, tekrar nefret ve fetret devrine dönüldü.
Sonrası alyans gaspları, irtikap, soygun, vurgun ve işkence. Toplama kapları, Yassıda çadır tiyatroları, Amerikan uşaklığı ve malum zihniyetin hortlaması. Karanlık ve kâbus!, Çok değil, sadece üç yıl içinde iflâs eden ekonomi ve Avrupa’nın en pis, ağır, zor, iğrenç işlerinde karın tokluğuna sürünmek üzere Asil ve Aziz Türk İnsanın pazara çıkartılması..
Derken bir ucu bugüne kadar uzanan vesayet, dikta, sulta ve cunta lâneti..
Amma ve lâkin, 200 yıl Tarihi ve Kadim Demokrat Partinin umutla yolunu gözleyen Millet; O’na reva görülen alçaklık, hainlik, hunharlık ve mezalime rağmen Demokrat Parti’yi, Atatürk’ün Başbakan’ı Mahmut Celâl Bayar’ı, milletin son Başvekili Ali Adnan Menderes’i, Polatkan, Zorlu ve Namık Gedik dâhil tüm demokrasi şehitleri ile “Beyaz İhtilâl” in mimarı efsanevi kadroyu unutmadı, unutmayacak!..
Bu gün, efsanenin doğduğu, bir şafaktan bir şafağa destanlar yazdığı yerde problem var, dert var, sıkıntı var, derman yok. İşsizlik yine tavan, açlık, yokluk, sefalet, cehalet diz boyu. Üstüne üstlük hak, adalet ve hukuku ara ki bulasın.
Velhasıl ülkemiz 14 Mayıs 1950’de ne ise, şimdi bin beter durumda!..       
Meclisteki levha yerinde duruyor. Ama devlet idaresinde millet yok.
Millet, Demokrat Parti’den bu yana kendi vekilini seçemiyor.
Devlet ayrışma, çözülme, bölünme tehdit ve tehlikesiyle karşı karşıya..
Netice olarak: Türk halkı, Türk siyaset hayatı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin her zamankinden daha çok Demokrat Partiye ihtiyacı var. Çünkü: Demokrat Parti taklit ediliyor, din tüccarlığı, misyon tacirliği ve siyaset simsarlığı yapılıyor. Ceremesini millet çekiyor.
Ancak, şurası bilinmelidir ki:
Demokrat Parti ayaktadır, hayattadır.   
Tarihi ve kadim Demokrat Parti daima anılacak, minnetle, şükranla hatırlanacak ve aziz hatıraları ibretle terennüm edilecektir. Ancak, günü gelecek partimiz tekrar, cebren ve hileyle elinden alınan iktidarı iktisap edecektir.
Yeter!.. Söz Milletindir.
Bu vesileyle sevgili ve değerli halkımızı Baba Ocağına dönmeye, aslına rücu etmeye, demokrasi ve fazilet mücadelemize katılmaya davet ediyorum.
İsmet ÖZBAKKAL
DP Kayseri İl Yönetim Kurulu Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder