2 Eylül 2018 Pazar

İSMET ÖZBAKKAL,12 EYLÜL DARBESİ 38 YILINDA...

GÜVENLİK GÜÇLERİMİZİN SİLAHLARI TUTUKLULUK YAPIYOR, ARAÇLARDA BENZİN YOK, ELEKTRİK KESİLİYOR, ASKERİ PARKAYI HEM SOL HEM SAĞCILAR GİYORDU...

38 YIL ÖNCE "BU GÜN" ASKERİ DARBE ÜLKE YÖNETİMİNE EL KOYDU.
Asayiş bozuk her gün cinayetler oluyor.Bir gün soldan ölürse ertesi gün sağdan ölüyor.Marşlarla cenazeler kalkıyor. Ülke yokluk içinde olup.Her kurum sağ sol diye ikiye bölünmüştü.
Duyulduğu zaman birçok kişinin boğazının düğümlenmesine neden olan 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi! Kimilerine göre dönemin gençliğini alıp götüren ve düşünemeyen bir toplumun yaratılmasına neden olan ‘postallı’ müdahalesi. Kimilerine göreyse mermi kovanları içinde misket oynayan çocukların kurtuluşu.
Tarih 12 Eylül 1980 Cuma saat 03.00. Radyolardan ve dönemin tek kanalı TRT’den yükselen sesler, Türkiye’nin içinde bulunduğu hali ve geleceğini değiştirmiştir. Bunlar, ‘Bayrak Harekatı’nın başlangıç sesleri olmuştur. Sabahında ise birçok şey, artık eskisi gibi olmayacaktır ve olmamıştır. Bilançosu fazlasıyla ağır olan 12 Eylül Darbesi’nin yapılma amaçları; siyasi iktidarsızlık, ekonomik sebepler ve aşırı sağ-sol çatışmaları ile oluşan kaos ortamı olarak sıralanmıştır. Buna ek olarak bazıları, olayda ABD’nin parmağı olduğunu da savunmuştur. Hatta bu görüş, “ordu ile ABD işbirliği” olarak tanımlanmıştır.
12 Eylül İhtilali öncesi siyasi iktidarsızlık konusunda daha eski tarihlere bakacak olursak, 1973 genel seçimlerine kadar gitmek gerekmektedir. Bu seçimlerde tek başına bir parti iktidar olmamış ve uzlaşma ile Bülent Ecevit başbakanlığında 39. Hükümet kurulmaya çalışılmıştır. Ardından CHP ile MSP (Milli Selamet Partisi) arasındaki anlaşmazlıklar sonucunda Bülent Ecevit, 1974 yılının Eylül ayında görevinden istifa etmiştir. Böylece 200 günü aşan belirsizliğin yaşanacağı erken seçim kararı alınmıştır. Belirsizlik nedeniyle hükümet, 1977 genel seçimlerine kadar sürmüştür.
14 Ekim 1979 tarihinde yapılan seçimlerde ise Adalet Partisi, ikinci parti olarak çıkmıştır. Ama Bülent Ecevit istifa etmiş ve Süleyman Demirel’e hükümeti kurma yetkisi verilmiştir. 12 Eylül Darbesi’nden önce millet iradesi ile kurulan son hükümet, bu şekilde kurulmuştur. 43. Hükümet, 12 Kasım 1979 – 12 Eylül 1980 tarihleri arasında görev yapmıştır.
Demirel kurduğu bu hükümette, “Yüz Gün Planı”nı açıklamış ve anarşi, enflasyon gibi temel sorunların 100 gün içerisinde çözüleceğini iddia etmiştir. Doğal olarak bu planın hangi tarihten itibaren sayılacağı konusunda büyük tartışmalar yaşanmıştır.
Hala hükümetin kurulması ile ilgili anlaşmazlıklar devam ederken, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün görev süresi dolmuştur. Buna karşın meclisin en büyük iki partisinin liderleri olan Ecevit ve Demirel, herhangi bir cumhurbaşkanı adayı belirlememiştir. Son anda belirlenen adaylar ise seçimlerden yeterli oyu alamamıştır. Defalarca oylama yapılmasına rağmen cumhurbaşkanı bir türlü seçilememiştir. Bu durum ise askeriyenin ülke yönetimine müdahalesi için uygun zemini hazırlamıştır.Tarihler 17 Haziran’ı gösterdiğinde, Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, kuvvet komutanları ve Genelkurmay II. Başkanı Necdet Öztorun ile bir araya gelmiştir. Bu toplantıda, kod adı Bayrak Harekatı olan bir darbenin, 11 Temmuz 1980 tarihinde gerçekleştirilmesini bildirmiştir. Buna karşın 2 Temmuz tarihinde Süleyman Demirel’in hükümeti güvenoyu aldığı için darbe ertelenmiştir. Ardından 28 – 31 Ağustos tarihleri geldiğinde, “5 Eylül 1980’den itibaren her an hazır olunması” notunun bulunduğu emirler, özel kuryelerce komutanlara teslim edilmiştir.
Bayrak Harekatı’nın emirleri komutanlara teslim edildikten sonra gerçekleşen Konya Mitingi ve şeriat çağrıları, 12 Eylül tarihli darbenin başlangıcı olmuştur.Gece saat 03.00’te darbe ilan edildikten sonra, saat 05.30’da Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’a, Kenan Evren’in imzasıyla birer tebliğ gönderildi. Tebliğde, “TSK yönetime el koymuştur. Hükümetiniz feshedilmiş, parlamento üyeliğiniz düşmüştür. Talimatı getiren subayın ikazlarına uyunuz,” ifadeleri ile gidecekleri adresler belirtildi.
12 Eylül Muhtırası ile TBMM feshedildi, sendikalar ve derneklerin faaliyetleri durduruldu. Genel sıkıyönetim ilan edildi. 1970’ten sonra değiştirilen 1961 Anayasası rafa kaldırıldı. Böylece bir askeri dönem başladı.
Siyasi partiler yasaklanıp, sürekli davalar gerçekleştiriliyordu. 29 Nisan 1981 tarihinde MHP ve Ülkücü kuruluşlar hakkındaki soruşturmalar ile 945 sayfalık iddianame oluşturuldu. Böylece MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası açıldı. Dava 5 yıl 11 ay 8 gün sürdü, 333 duruşma gerçekleşti. 7 Nisan 1987 yılında sonuçlanan dava sonrasında, MHP lideri Alparslan Türkeş, 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Partinin genel idare kurulu üyelerinin hepsi beraat ederken, 5 sanığa idam cezası verildi. 9 sanık hakkında müebbet hapis cezası, 216 sanık hakkında 6 ay – 36 ay arasında değişen hapis cezaları uygun görüldü. Yargılama sürecinde Alparslan Türkeş, kalbinden rahatsızlandı ve 29 Mayıs 1983 tarihinde Mevki Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı. 4 yıl 5 ay 28 gün tutuklu kaldı ve ardından tahliye edildi.
Ben İsmet Özbakkal Cumhuriyetçi Güven partisi Kayseri gençlik kolları başkanıydım.Bütün siyasi partilerin başkanları tutuklandı.Askeri jeep le evime gelen 2 asker hiç bir suça karışmadığınız dan,ülke menfaatlerini savunduğunuz için teşekkür tebligatı getirdiler.
80 darbesinin acı bilançosuna;
– 650 binden fazla kişi gözaltına alındı ve 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
– 210 bin dava açıldı ve 230 bin kişi yargılandı.
– 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi ve 50 tanesi infaz edildi. Bunlardan 18 tanesi sol görüşlü, 8 tanesi sağ görüşlü, 23 adli suçlu ve 1 tanesi Asala militanıydı. İdam edilenlerden birisi de yaşının 18’den küçük olduğu bilinen Erdal Eren’di.
– 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. Cezaevlerinde 299 kişi hayatını kaybetti. 171 kişinin ise işkence ile öldüğü belgelendi.
– 95 kişi çatışmada, 16 kişi kaçarken, 14 kişi açlık grevinde öldü.
– 73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
– 43 kişinin intihar ettiği belirtildi.
– 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi” olarak yargılandı.
– 71 bin kişi Türk Ceza Kanunu’nun 141, 142 ve 163. Maddeleri gereğince ceza aldı.
– 388 bin kişiye pasaport verilmedi ve 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkartıldı.
– 30 bin kişi mülteci olarak yurt dışına gitti.
– Tüm grevler yasaklandı.
– 23 bin 677 derneğin faaliyetleri durduruldu.
– 937 film sakıncalı bulunduğu gerekçesiyle yasaklandı. Birçok film ise kısmi sansüre uğradı. On binlerce kitap imha edildi.
– 30 bin kişi işten atıldı. 3 bin 854 öğretmen ve 120 akademisyen işlerinden ihraç edildi.
– 47 hakimin işine son verildi.
– 13 büyük gazete için 303 dava açıldı. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi. 300 gazeteci saldırıya uğradı. 3 gazeteci ise öldürüldü.
– Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
– Ülkedeki bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri yasaklandı.
ALLAH (CC) BİR DAHA ÜLKEME DARBE GÖSTERMESİN VE BAŞTA 27 MAYIS İLÂ 15 TEMMUZ OLMAK ÜZERE "DARBE YAPANLARI KAHHAR İSMİ ŞSRİFİ HÜRMETİNE KAYREYLESİN. MAHFEYLESİN. AMİN. ECMAİN.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder